KAŞ! Her seferinde hayran olduğum, gerçek anlamda tatil hissini bana veren Türkiye’de ki ender yerlerden… Özür dilerim ama diğer tatil bölgelerimiz kırılmasın, özellikle Bodrum ve Çeşme’ye kıyasla bir başkadır Kaş… Aslında Kaş yazısını hazırlama konusunda da emin olamıyorum…. Neden mi? Çünkü acaba saklı mı kalsa, çok bilinmese mi bozulmasa mı diye hep gelir aklıma. Ama artık iş çığırından çıktı, aşkımı daha fazla gizleyemeyeceğim ve izninizle sizinle bunu paylaşıyorum! KAŞ SENİ SEVİYORUM!
Aşkımı ilan ettiğime göre Kaş’ın en ayrıntısına kadar bir göz atalım! Hadi başlıyoruz…
Kaş’a ne zaman gidilir?
Yazın hurra diye giden tatilcilerden olmayın; kalabalıklarda, sıcaklarda boğulmayın derim. Kaş tatilinizi daha sakin geçirmek istiyorsanız; en uygun aylar Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim. Eylül tam zamanı aslında. Ufaktan tatilciler çekiliyor, okullar açılıyor. İşte şimdi Kaş severler keyfini sürebilir. Aman sakın ha Temmuz’da gidip yahu “yanıyoom yanıııyoom” diye inlemeyin!
Kaş’ta maliyetler
Kaş her açıdan güzel ama ne yazık ki ülkemiz çok pahalandı. Hatta şu an bu yazıyı okurken tahminen daha da pahalanmış olacaktır.. Nedemek istediğimi anlamışsındır çok fazla detaya girmiyorum ama hele ki alkol kullanıyor ve her akşam içeceğim diyorsan planı programı iyi yapmalısın. Ama genel bir kıyaslama yapacak olursak, Bodrum ve Çeşmeye oranlar daha ucuza bir tatil geçireceğinide belirtmek isterim.
Konaklama: Kaş’ta öyle şaşalı, 5 yıldızlı oteller yok. Her bütçeye göre kahvaltı dahil butik oteller, pansiyonlar bulunuyor. Geceliği 100 ile 400 arasında değişiyor. Aaa tabi bu fiyatların sezonuna göre farklı olabileceğini unutma. Benden sana tavsiye erken rezervasyon ile bu işi hallet!
Taksi: İstanbul’dan geliyorsan tahminen ‘abi ne kadar pahalı taksiler’ diyeceğin muhtemel çünkü zaten en ucuz taksinin İstanbul’da olduğunu unutma. Eee hal böyle olunca tabi burada da taksiler epey pahalı. Mümkün mertebe taksiye binmemeye çalış. Yok ben taksiciyim diyorsam bütün taksiler senin rahatça bulabilirsin.
Otobüs: Eğer ki araç kiralamadıysanız ve çevredeki gezilecek noktaları ziyaret etmek istiyorsanız; Kaş merkezdeki otogardan, belli dakika aralıklarla otobüsler var. Ücretler ise 6-8 TL arasında değişiyor. Hatta ben linkini de bırakıyorum buraya saatlerine göre planını programını yap! İnan bu saatler her işini görecek senin. Biz civar yerlere gitmek için otobüsleri kullandık, son derece de memnun kaldık.
Yeme içme: Hemen her restoran ve cafede;
- Kola / 7 TL
- Bira / 18-25 TL
- Meze / 12-20TL
- Kokteyl / 32-45 TL
- Kahve / 9-18 TL ya da pide / 20-30 TL
- Tipik bir öğle yemeği / 25-40 TL
Alkollü bir akşam yemeği için 2 kişi 20’lik bir rakı dahil + 2-3 çeşit meze + ara sıcak + kavun + peynir menüsüne en az 200-250 kağıt bırakacaksınız! Evet içinde herhangi bir yemek yok.:)
Bu fiyatlar bizim çoğu mekanda ortalama gördüğümüz fiyatlardı. Ancak bazı mekanlar çok daha uçuk durumdaydı. Onlara hayatta başarılar diyerekten yolumuza devam ettik, siz de öyle yapın ve orayı terk edin…
Fiyat- performans değerlendirmesine göre en beğendiğimiz mekanları da yazının devamında sıraladık oraya da bakın mutlaka.
Beach: Genel olarak girişler ücretsiz ama şöyle bir durum var , içeride 35 – 40 TL’lik harcama yapmak şartıyla. Bir pizza ve içecekle zaten tamamlıyorsun. Yok ben bir şey içmem-yemem diyorsan bu sefer şemsiye+şezlong ücreti vermek durumunda kalıyorsun. Seçim senin.
Kaş’a nasıl gidilir?
Ahh canını yediğim Kaş! Sana gelmek için her yolu denerim. Umarım her zaman böyle kalırsın da ben razıyım dere tepe aşmaya! Neyse hemen çok zormuş gibi algılamayın…
Antalya ya da Dalaman’a uçak bileti alıyorsunuz. Peki hangisi daha mantıklı derseniz; Dalaman’ı tercih ederseniz daha az zaman kaybı yaşarsınız ve prensesler gibi Kaş’a varırsınız. Biz Antalya’ya uçtuk ama bizim durumumuz biraz farklıydı. Biriken millerimizle ücretsiz uçuş hakkımızı Dalaman’a vermiyordu. Bu sebeple Antalya’ya uçmak durumunda kaldık. Ben size her iki seçeneğe göre tarif edeyim. 🙂
Biletinizi Antalya’ya aldıysanız;
Antalya Havaalanı’ndan, Antalya Otogarı’na gitmeniz gerekiyor. Havaalanı ve otogar yaklaşık 40-50 dakika sürüyor. Otogara gitmeniz için 3 alternatif mevcut:
- HAVAŞ: 12 TL
- HALK OTOBÜSÜ: 7,5 TL (600 numaralı)
- TRAMVAY
Antalya Otogarı’ndan, Kaş’a Batı Antalya firmasından biletinizi alarak gidebilirsiniz. Bu yolculuk yaklaşık 4-4,5 saat sürüyor. Yolluk falan yapın, zaman geçiyor Bilet ücreti: 30 TL
Biletinizi Dalaman’a aldıysanız;
60 TL tek yön transfer ücretiyle Kaş’a gidebilirsiniz. Bu yolculuk ise 2-2,5 saat sürüyor.
Açıkcası uçak biletinizi nereye uyguna buluyorsanız orası bizce daha mantıklı. Dalaman uçuşları genelde daha pahalı olabiliyor bu da aklınızda olsun. Ayrıca Dalaman- Kaş transferide çok ucuz değil. O yüzden, biz Kaş olsunda nasıl gidersek önemli değil düşüncesindeyiz.
Kaş’ta gece hayatı
Kaş minik bir yer olduğu için dönüp dolaşıp hep aynı yerlerden geçip duracaksınız. Birkaç tur sonrasında zaten daha özel olan yerleri keşfetmeniz mümkün. En eğlenceli, en hoşuma giden bar: Delibakkal! Armutlu Martini’si ise enfes-i şahane. Kaş limanının karşısında, hemen çarşının girişinde dükkanların arasında kalan, gizli saklı bahçesiyle Hideaway de gidilesidir. Hoş müzikler eşliğinde kokteyl içilir.
Güneşi batırıp akşama güzel bir başlangıç yapmak için DeJaVu’da biralar tokuşturulur. Kaş Midye’den midyeler alınıp Mavi’de buz gibi birayla keyif yapılır! Rock müziğe doymak ve konserler için Echo Bar’ın takvimine mutlaka bakılır. Dahası mı? Mekan tavsiyeleri kısmına bakabilirsiniz…
Kaş’ta kaç gün kalmalısınız?
Derseniz ki; “Kaş ve çevresini komple gezeceğim, tekneyle mavi koylara açılacağım aynı zamanda dinlenmeliyim!” minumum 4, maximum süresi size kalmış. Çünkü Kaş tam yaşanmalık. Tabi bizce öyle… Ne kadar çok kalırsanız Kaş kafası öyle gelişiyor ve tadı öyle çıkıyor gibi geliyor bize.
Kaş’ta nerede kaldım?
Ben Kaş’ın tam merkezinde Upper House Hotel’de kaldım. 4-5 sene evvel Kaş’a geldiğimde önünden geçip “aaa ne tatlıymış!” demiştim. Sade ve modern görüntüsü ve kapısının önünde gezinen köpek dostlarıyla kafama kazınmıştı. Bu arada otelin sahibinin mimar olduğunu da söyleyeyim.
Upper House, aklımda kaldığı için, tatilimden yaklaşık 3-4 ay evvel rezervasyonumu yaptırdım. Upper House’un yetkilisi Meltem Hanım ise sağolsun bizi her konuda mutlu etmek için elinden geleni yaptı. Bu arada Meltem Hanım da tası tarağı toplayıp Kaş’a gelenlerden biri. Ankara’daki kurumsal hayatını bir anda bırakıp, hobilerine yönelmiş. Yogaya sevdalı Meltem Hanım, bir süre yoga eğitmenliği yapmış, Kaş’a gelmeden evvel ise Varuna Gezgin cafede çalışmış. Orada aldığı iş teklifiyle kendini Upper House da bulmuş. Kurumsal ve çok stresli şehir hayatının ardından şu an huzurlu ve dingin haliyle insanı özendirmiyor değil. 🙂
Upper House hakkında ufak ufak bilgiler:
- Konum olarak şahane. Çarşının tam da içinde kalıyor. Bu biraz ses konusunda sorun yaratsada biz epey deliksiz uyuyabiliyorduk.
- İskele’ye 100 metre, kafelere, restoranlara, alışveriş ve eğlence merkezlerine 2-3 dakika yürüyüş, Dalaman Havalimanı’na 150 km, Antalya Havalimanı’na 200 km mesafede yer alıyor.
- 31 odası var. 29’u standart, 2’si ise suit oda.
- Standart odalar; 23 m2 büyüklüğünde odada kurutma makinesi, mini buzdolabı, LCD TV, wifi, şampuan ve sabun gibi ürünler mevcut.
Suit odalar tüm bu özelliklere ilaveten, ortalama 45 m2 büyüklüğünde olup; 1 yatak odası, 1 oturma odası ve oturma grubuna sahiptir.
- Konfor ve temizlik bakımından tam puan alır.
- Ama maalesef odaların hiç birinde balkon yok. Daha doğrusu var ama French balkon. Bunun eksikliği çok dert değil evet ama bir yaz tatilinde mayo ve havlu kurutmak epey zor.
- Her sabah kurulan kahvaltı büfesi var. O büfedeki çıtır çıtır sıcacık tava böreği epey lezizdir.
Kaş ve çevresinden otel önerileri
Kaş’ta kalabileceğiniz birkaç otel önerisi isterseniz seve seve efendim! Biz kalmadık ama bir sonra ki seneler mutlaka konaklayacağız! Bunların başında çılgınlar gibi sevdiğimiz Ruhi Bey Meyhanesi’nin sahibinin işlettiği Çınar Hotel var.
Çınar Hotel
Kaş Uzun Çarşı’nın tepesine tırmandıktan sonra Likya Kral Lahiti’nin 15 m üstünde bulunduğundan konum olarak yine şahanedir. Popi restoranlara ve çarşıya sadece birkaç adım uzakta olacaksınız.
Aynı zamanlarda tatilde olan dostlarımız da Çınar Hotel’de konakladığı için şunu söylemeliyiz ki; sakin, huzurlu ve çok temiz. Ayrıca sabit fiyat politikaları en önemli özelliklerinden biri. Tek sıkıntı yer bulmak olabilir bunun için de rezervasyonunuzu çok önceden yapmayı sakın ha unutmayın!
Otelin terasları sağ tarafında Kaş’ın eşsiz doğasına solunda ise deniz,marina ve Meis manzarasına ev sahipliği yapıyor.
Çınar Hotel’in sahibinin babasının ismi ve ruhuyla yaşattığı Ruhi Bey Meyhanesi de hemen otelin yanındadır.
[button text="Fiyatları gör" href="https://www.trivago.com.tr/?aDateRange%5Barr%5D=2018-10-09&aDateRange%5Bdep%5D=2018-10-10&aPriceRange%5Bfrom%5D=0&aPriceRange%5Bto%5D=0&iPathId=32144&aGeoCode%5Blat%5D=36.198959&aGeoCode%5Blng%5D=29.642658&iGeoDistanceItem=2759570&aCategoryRange=0%2C1%2C2%2C3%2C4%2C5&aOverallLiking=1%2C2%2C3%2C4%2C5&sOrderBy=relevance%20desc&bTopDealsOnly=false&iRoomType=7&cpt=275957002&iIncludeAll=0&iViewType=0&bIsSeoPage=false&bIsSitemap=false&"]Kaş 8 Pansiyon
Kaş’ın arka sokaklarında dolanırken tesadüfen bulduk desek! Duvarlarına asılan renkli sandalyeler ve minnoş graffitilere dalmışım. Binaya bir şöyle alıcı gözüyle bakıyorum Noyan’a “Ya ne tatlı bir ev burası!” diyorum veee işte karşınıda 8 pansiyon!
Binanın dışında çeşit çeşit yazılar göreceksiniz.Tamamen gelen misafirler ve pansiyon yönetiminin eseri!
Reporposing adı verilen yaklaşımdan beslenen bu özel pansiyon, asıl amaç dışında kullanılan yaratıcı, bir o kadar da fonksiyonel tasarımlarle dolu. Örneğin ingiliz anahtarından kapı kolu!
Her odanın ambiansı ve tasarımı bambaşka!
Marinaya 150, otobüs terminaline 800 metre kadar uzaklıkta. Yani epey yakın! 2 dakikalık hafif tempo yürüyüş ile sahile inmeniz mümkün. Pansiyonda kalabileceğiniz 12 odadan 8’i şehir, 4’ü ise deniz manzaralı.
[button text="Fiyatları gör" href="https://www.trivago.com.tr/?aDateRange%5Barr%5D=2018-10-09&aDateRange%5Bdep%5D=2018-10-10&aPriceRange%5Bfrom%5D=0&aPriceRange%5Bto%5D=0&iPathId=32144&aGeoCode%5Blat%5D=36.199738&aGeoCode%5Blng%5D=29.642357&iGeoDistanceItem=3898174&aCategoryRange=0%2C1%2C2%2C3%2C4%2C5&aOverallLiking=1%2C2%2C3%2C4%2C5&sOrderBy=relevance%20desc&bTopDealsOnly=false&iRoomType=7&cpt=389817402&iIncludeAll=0&iViewType=0&bIsSeoPage=false&bIsSitemap=false&"]Böyle tüm dünya üzerime üzerime çöktükçe ah be Kaş’a mı yerleşsem diye sürekli düşüneceğimiz bir tatilin sonunda size şu satırları yazıyoruz…
Kaş tatili boyunca bize bir rahatlık geldi ki sormayın. E tabii gittiğimiz her mekanda karşılaşıp, iki kelam ettiğimiz herkes bir yerlerden çekip gelmiş. Niye? Şehir hayatı, stresi, kaosundan kaçıp kurtulmak için. Şimdi hepsinin yüzü gülümsüyor ve öyle sakin sakin duruyorlar ki sanırsın oradaki dünya mutluluk güneşi doğuruyor her sabah.
Kaş kafası bu muydu? Elektrik faturası gelir gelmez vezneye koşan, balayını düğünden 1 sene evvel planlayan, garantici bir başak burcu vatandaşı olarak: Aman bırak işi gücü, niye gidiyoruz ki kalalım burada, ev mi ne evi ya çadırda kalırız, yaparız nasıl mı geçineceğiz? Yaa salla be Noyaaan… derken buldum kendimi.
Neyse hayaller böyle içinde patlar. Şehre dönersin sonrasında adapte olmak çok zor tabii. Sonsuz maviler, turkuazlar, yeşiller. Temiz hava gezdiğin, gördüğün yerler…
Kaş seyhatinin deniz-kum-güneş üçlüsünden ibaret olmadığını ve ruhunuzu ekstradan yenilediğini anlamışsınızdır.
Kaş mekan önerileri
Kaş her anlamda insana huzur kattığı gibi yeme-içme konusunda göbişlerimizi şişirme konusunda bir hayli iddali!
Beğendiğimiz mekanları sıralamadan önce belirtmek isterim ki, herkesçe beğenilmiş ve popüler olan, hatta bizim de daha önceleri beğendimiz ama bu sefer hayal kırıklığına uğradığımızdan dolayı listede yer vermediğimiz bir kaç mekan oldu. Onları kendileri ile baş başa bırakarak, aşağıda en beğendiğimiz mekanları sıralıyoruz.
Efendim bu saydığımız mekanları o kadar çok beğendik ki ,bazılarına bir kaç kere gittiğimizi belirtmek isterim! Hadi gelin göbişleri şişireceğimiz, leziz ve eğlenceli mekanlara göz atalım!
Dudu Mutfak
Adını ve logosunu sevdiğim! Özellikle kahvaltı için akın akın gidilen yer durumuna gelmiş. Kahvaltısı pek bir enfes! Pişileri, ev yapımı reçelleri ve sunumları ile çok keyifli bir kahvaltı geçirebilirsiniz. Unutmadan rezervasyon almıyor pekte güzel yapıyorlar. Önce gelen lezzetlerin tadına bakar!
Bi Lokma
Günün her saati gidilesi, biz iki sefer koştur koştur öğle yemeğine gittik. Yaprak sarması, mantısı ve ev yapımı cevizli baklavası ÇOK LEZZETLİ!
Annecim kıskanma senin yaptıklarında çok güzel ama bir rakibinin olduğunu söylemek zorundayım! Ahaha umarım terlik yemem… Neyse Burası Kaş klasiklerinden günün her saati uğrayabilir, lezzetli yemeklerin tadına bakabilirsiniz. Biz çok sevdik!
Miskin Kahvaltı
Ya sen sevimli misin? O nasıl isim öyle? İsmi kadar yaptıklarıda son derece güzel ve doyurucuydu! İnsanın o manzara karşısında iştahı açılıyor yahu…
Sankofa Cafe
Ya çok özür dilerim siz İstanbul’da da varmışsınız ama biz Kaş’ta tanıştık… Kaş’ın açık ara en iyi kahvecisi…
Bir kaç kez gittik, hatta epeyde güzel bir arkadaşlık kurduk baristasıyla, Burak, bize öyle güzel kahveler yaptı ki saatlerce hoş sohbetiyle vakit geçirdik. Burak da Kaş’a gelip kalanlardan. Onun da hikayesi var ve biz onu çok sevdik! Eğer gittiğinizde Burak hala orada olursa selamımı söyleyin.
Biiisstt coffee & sandwiches
Tatlı mekanlardan bir diğeri daha… Sandiviçleri aşırı doyurucu ve kurtarıcı. Buz gibi lattesi ise tam kıvamında. Hatta dayanamayıp köpüğünü burnuma falan sürdüm. Sevimli bir terası var, saatlerce otur etrafı izle. Kahvesini de sevdik ama sandiviçlerinin daha ağır bastığını söyeleyebiliriz. Mutlu ve huzurlu ayrılabileceğiniz bir yer!
Çınarlar Pide
Kaş’ın efsanelerinden. Buraya uğramadan olmaz. Akşam yemeği için olmasa da gün arasında bir pidesini yemeye gidin derim.
Derya Beach
Açıkcası Kaş’ta içtiğimiz en güzel ve bol kepçe kokteylleri hep burada içiyoruz o yüzden seni seviyoruz! Efendim buranın olmazsa olması Jack nar ve bu sene deneyip beğendiğim ise Beach Honey!
Yemek konusunda da son derece başarılı. Özellikle pizzalarını deneyin derim.
Ruhibey Meyhanesi
Ya ne desem az kalır aslında ama herhalde böylesine bir işletme açacak olsam örnek olarak alacağım yerler arasında olur kendileri. Lezzet konusuna geçmeden önce işletme ve personel kalitesinin çok iyi olduğunu belirtmek isterim! Son derece cana yakın ve yardımcı olmak için ellerinden gelenin fazlasını yaptıklarına emin olabilirsiniz.
Lezzetlere gelecek olursak, öncelikle mezeleri tadarak alıyorsunuz! Bu nasıl güzel bir özelliktir ya? Bunu uygulayan yer kaldı mı sahi? Çektik Noyan’la sandalyeleri, hepsinden birer çatal denedik… ahahah şaka şaka o kadar değil tabi ama onlar anlattı, biz tattık ve gerçekten hepsini ayrı ayrı beğendik. Mezelerin dönemsel olarak farklılaştığını belirtmek isterim ama bizim gittiğimiz dönemde son derece fazla çeşit vardı.
Kaş’ta meyhane anlamında açık ara en çok memnun ayrıldığımız yer burası oldu! Mezeleri yarım porsiyon olarak da veriyor olmaları şahane! Daha popüler olan yerlere göre, daha ucuz, daha lezzetli ve daha kaliteli… Kaş’ta akşam yemeği konusunda aldığı parayı sonuna kadar hak ettiğini düşündüğümüz 2 yerden biri olduğunu düşünüyoruz!
Levrek marin, köpeoğlu, fesleğenli girit ezmesi (bunu kesinlikle tadın!), karışık ot tabağı, saganaki yunan peyniri ve sütte dil balığı ile nirvanaya ulaşabilirsiniz. Biz başka şeyler de tattık ama inanın isimlerini unuttum. Hatırlamıyorum ahahahah.
Mutlaka rezervasyon yaptırın yer bulmanız çok çok zor…
Zaika Ocakbaşı
Hani yukarıda yazmıştım ya ‘Kaş’ta akşam yemeği konusunda aldığı parayı sonuna kadar hak ettiğini düşündüğümüz 2 yerden biri’ diye… Heh işte 2. ise Zaika olur efendim.
Öncelikle buraların en popüler yerlerinden birisi olduğunu ve bu yüzden rezervasyon yaptırmadan gidemeyeceğinizi belirtmek isterim. He yok ben rezervasyon yaptırmam derseniz o zaman şöyle 2 alternatifiniz oluyor. Ya erken gidip rezervasyonlu bir masada oturup hızlıcana yemeğinizi yemeli ve masanın sahibi geldiğinde gitmelisiniz, ya da daha geç saatte gidip boşalan masalar için şansınızı denemelisiniz. Ama şaşlık o saate kalmayabilir!
Aylar öncesinde rezervasyon yaptırdık o kadar çok beğendik ki son gecemizde tekrar gitmek istedik ve akşam saatleri olmadan erkenden kapısına gittik. Ne yapalım çok lezzetliydi her şey…
Burada kötü bir şey yeme şansınız bence imkansız… Biz neler mi yedik hadi gelin onlara bir bakalım… Nasıl sayacağım bilmiyorum çünkü tahminen ağzımın suyu akacak…
Öncelikle buranın yıldızı ŞAŞLIK! Onun dışında bizim yediğimiz ve fazlasıyla beğendiklerimizi sıralamak gerekirse; Mütebbel (hem hatay usulü hem de lübnan usulü iki farklı çeşiti mevcut bizim favorimiz hatay uslü olan oldu!) Al yazmalı, Közde soğan sarımsak ve gavurdağı… Kendi yaptıkları şalgamlarınıda denemenizi tavsiye ederim.
Ayrıca, siparişinizi vermeden önce masanıza 3 çeşitli tereyağı ve közde zeytin ve pide geliyor. Bunun dışında ise mezeler eşliğinde de salçalılı lezzetli pideler masanızı donatıyor!
Kaş’a gelip bir kaç kez gitmeden dönmeyin.
Bahçe Restaurant
İlk gecemizde bizi öyle güzel ağırladılar ki ‘ iyi ki Kaş’a geldik’ dedik! Öncelikle bahçesi son derece keyifli, hizmeti hızlı ve fiyatları ortalamanın altındaydı. Mezeleri son derece taze ve güzeldi.
Özellikle öne çıkan lezzetleri arasında, Atom mücver, köpeoğlu ve kalamar ile karideste son derece lezzetliydi.
Bay Köfte
Salaş yerleri pek severiz… İşte Kaş’ta parmaklarınızı yeme garantili bir köfteci. Köfte, piyaz ve kabak tatlısı… Başka bir şey aramayın. Hepsi tap taze ve çoook lezzetli!
Smiley’s
Tahminen Kaş’ta en ucuz balık yiyeceğiniz yerlerdendir. Salaş ve servisi hızlı. Yediğimiz balıklarda pek lezzetliydi. 300 TL denilen balığı burada 130 TL’ye yeme şansımız oldu desek ne demek istediğimizi anlarsınız sanırım. Ellerinize sağlık koca yürekli Smiley’s hep yüzün gülsün emi! Bu arada bira-kalamar içinde en doğru yer olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim!
Oxygen pub
Ya seni biz nasıl güzel bulduk! Söylemesek mi acaba kimseye? Kaş Marina’da bulunan bu sevimli ve cool pub, bize Kaş’ta geçirdiğimiz en keyifli akşamları yaşattı! Öncelikle ortamı enfes! Belirli akşamlar canlı akustik blues çalıyorlar ve ortam X1500 güzel oluyor! Yani kusura bakmayın bunu başka türlü tarif edemeyecektim ahahah.
Yani biz çok fazla beğendik burayı, hatta bir ara eleman ihtiyaçları var mı diye de sorduk.. Ne yazık ki yokmuş sadece o zaman üzdüler bizi. Geri kalan her konuda 10 numara 5 yıldız diyebilirim!
Yemek konusunda atıştırmalıklar ve hamburgerleri mevcut onun dışında klasik pub.. içkiler vs… Bu arada fiyatlar konusunda ise Kaş merkeze göre gayet ucuz bilginiz olsun. Ayırca Kaş’ın kalabalıklığından da uzak oluşu burayı daha değerli kıldı gözümüzde. Bir kaç akşam koşa koşa gittik! Pek sevdik yahu işte siz de kaçırmayın burayı!
Deli Bakkal Likörhanesi – No11
Çılgınlar gibi eğlenmek mi istiyorsunuz? Tam olarak doğru yerdesiniz! Armutlu bir martini söyleyin sonra keyfini çıkartın! Kaş’ta en eğlendiğimiz yerlerden oldu burası. Hemen hemen her gece bir selam verdik, iki hopladık üçte uykumuz geldi yaşlılık işte… Son derece keyifli, eğlencenin dibine vuracağınız bir yer burası! Severiz!
Kaş ve çevresinde yapılacaklar
Mavi tur
Sanırım bu Kaş tatilinin en en en güzel günü! Teknemizle en güzel sulara açılacağız. Daha önce Noyan bu tura daha evvel çıktı ama ben ilk kez çıkma fırsatı buldum. Mutlaka yapılacaklar listesinin en başına lütfen bu tekne turunu koyalım. ANLAŞTIK?
Bu tura katılmak için 2 seçeneğiniz var.
Biri; Kaş Liman’da göreceğiniz teknelere binmek. Bunlarla Sabah 10.00 gibi yola çıkıp akşam dönersiniz. Ama genel olarak bu seçenek %90 kalabalık ve müzikli bir tekne turudur. Bir de yolculuk epey uzun sürer.
Diğeri ise; Otobüsle Üçağız’a gidip. Üçağız’dan kalkan teknelere binmek. Bu yolculuk 45 dakika sürüyor. Böylece Kaş’tan denize açılıncaya kadarki yolculuğu karadan yapmış olursunuz. Bu hem zamandan kazanmak hem de daha çok koy görmek demek. Dolu dolu vakit geçirmek için önerimiz bu seçenek olacaktır.
Yok ben tura katılmam ya biz bize olalım, mavi tura arkadaş grubumuzla çıkalım derseniz;
Eğer 5-6 kişilik bir arkadaş grubuysanız limanda küçük bir tekne kiralayabilirsiniz. Böylece tura 50 kişiyle değil, kendi grubunuzla çıkarsanız. Ama biraz maliyetli olabilir. Bizden söylemesi!
Kekova turu ile batık kent ve Akvaryum Koyuna gidecekseniz. Görecekleriniz gerçekten ufkunuzu açacak. 🙂
Kekova Antik Şehri
Bu adanın tarihsel adı Dolichiste. Bildiğimiz adıyla Kekova Adası’nın kuzey kıyısında büyük bölümü deniz altında kalmış batık bir kentin kalıntıları gibi görülüyor. Bu yüzden de sualtı arkeolojisi yönünden büyük önem taşıyor.
Üçağız sonrasında teknemiz ile yaklaşık olarak 30 dakika süren bir yolculukla Kekova’ya varıyoruz. Rehberimiz hemen mikrofonu eline alıyor ve anlatmaya başlıyor. M.S. 2. Yüzyılda oluşan deprem sonrası sular altında kalan batık kentin izlerini görüyorsunuz. Tur teknelerinin çoğunda teknenin altını gösteren bir cam düzenek bulunuyor. Ama oradan bakmanıza gerek bile yok zaten yukarıdan çok net bir şekilde görebiliyorsunuz. 🙂
Bu bölgede suyun içinde ve dışında Likya tipi lahitleri de sıkça göreceksiniz. Batık kentin bulunduğu Kekova’da yüzmek tabii ki yasak. Sadece izleyip bir garip hissediyorsunuz. Gözümün gördüğü her parçayı tamamlamaya çalışıyor ve hayal ediyorum. Şu evin çatısı değil mi? Az önce üzerinden geçtiğiniz bir kalıntı belki bir okuldu, belki de sadece bir ev. Bu sorular aklınızdan silinmeyebilir.
Akvaryum Koyu
Görüp, görebileceğiniz en güzel su! Turkuazın rengini görünce kendimi şılop diye atasım geldi. Ve attı! Burada yarım saat aralıksız sürekli yüzüp ve dalıp asla ve asla doyamamak diye bir şey var! Kekovaya geldiyseniz kesinlikle görmeden gitmeyin denizin berraklığı ve temizliği doğanın içindeki huzur ile birleşiyor ve muhteşem bir duygu birleşmesi yaratıyor.
Tersane Koyu
Onlarca gemi yapımında kullanılan ya da bu konuda yardımcı malzeme üreten dükkanlar su altında. Ve siz onların üzerinden yine bir tekne ile geçiyorsunuz.
Korsan Mağarası
Evet burası cidden bir korsan mağarasıymış dostlar! Tee eski zamanlarda bu mağara korsanlar tarafından kullanılıyormuş. Rehberimizin “Arkadaşlar herkesi teknenin ortasına doğru alalım, lütfen kafalarınıza dikkat edin! Teknemizin burnunu mağaranın içine doğru sokacağız.” demesiyle pır pır pır çarpıyor kalbim. 🙂
O da ne seslere bak yaklaştıkça daha da yükseliyor. Vik! vik! Vik! Arkadan bir teyzemiz “Ay yunus var!” diye bağırarak az daha heyecandan öldürüyordu beni. Ne yunusu ya mağara bu, tabii ki yarasa bu! Dağılabiliriz.
Simena/Kaleköy
Bu gezi esnasında beni en çok etkileyen yerlerden biri de burası oldu. Buraya sadece deniz yoluyla ulaşılabiliyor olması ise aklıma Tayland seyahatimde gördüğümüz balıkçı köyü Koh Payne’yi anımsatttı.
Tekne turları burada 1 saatlik bir mola veriyor. Ama şunu söylemeliyim ki bu süre ucu ucuna yetiyor. Hem kaleye çıkacağım, hem fotoğraf çekeceğim, hem dondurma yiyeceğim.” diyorsan, acele et!
Kale’ye tırmanmak 15-20 dakika sürüyor. Kaleye çıkmadan evvel iş adamı Mustafa Rahmi Koç’un restore ettirerek Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışladığı kendi adını taşıyan ilkokuluna da uğrayabilirsiniz. Okulun önündeki manzara da enfes! Ayrıca Kaleköy’ün tepesinde Rahmi Koç’un muazzam bir villası bulunuyor.
Kale’den baktığınız zaman su içinde ki kral mezarını ve karada bulunan kral mezarlarını görebilmekte mümkün. Ben unuttum ama, bu güzel manzarayı arkanıza alıp fotoğraf çekinmeyi sakın siz unutmayın.
Keçi sütünden yapılan meşhur dondurma meselesine gelince. Kaleköy’e adım atar atmaz, tur görevlileri “en meşhuru bu!” diye sizi yönlendirecek. HEE TAMAM! Deyip devam edin. O merdiven boyunca 3 tane dondurmacı var. Evet en meşhuru rehberlerimizin tavsiye ettikleri çıkarken ilk sağdaki. Yani ‘Ankh Cafe’, 1987 yılından beri gerçek meyvelerden yapılan içinde hiçbir şekilde katkı maddedi si bulunmayan sadec 3 çeşit muz, şeftali ve fındık.
Denedim evet değişik amma velakin hemen birkaç basamak üstünde konumlanan: The I am Here Cafe, açılalı 1 sene olmasına rağmen çeşitleri ve lezzetiyle adamı bayıltır.
Şimdi Ankh’cılar çıkıp beni topa tutabilir. Ben kötü demiyorum zaten. Bilerek ikisini de denemek istedim. İkisi de kıvam olarak çok farklı. Ankh yerken dondurma yiyor gibi hissetmedim açıkcası. Dilimde hep pütür pütür bir his oldu.
Neyse efendim, IamHereCafe’de; Keçi sütlü, bal badem, tahin ceviz, frenk inciri, karadut, nar, muz, şeftali, nane limon, kavun, çikolata ve çok daha fazlası mevcut. Sanırım tatmadığım kalmadı. Hepsi çok güzel. Benim favorim keçi süt, nane limon, karadut, tahin! Ya bir de Mevlüt var ki “Ablacım, abicim tahinliyi tatmadınız siz olmazz!” deyip koştur koştur getirdi. Ya sen ne şahane bir adamsın. Bir de elinize sağlık demek için yanaşıyoruz. Birer top daha ikram ediliyor. Gerçekten bu dondurmanın lezzetini unutmam imkansız! Giderseniz Mevlüt’e benden de selam iletin dostlar!
Esmeralda Koyu
En son durduğumuz, yüzdüğümüz koy burasıydı! Suyun rengi yine cezbediyor…
Turu hangi firmadan aldık?
Biz Kekova turumuzu Kaş merkezde bulunan Latebreaks’den satın aldık. (Kaş’ta meydandan Küçükçakıl’a gelmeden, mavi barın iki yanı) Kişibaşı 100 TL ödedik. Bu 100 TL içine bisküvili çay molası ve öğle yemeğiniz dahil. İçecekler ücretli ama büfesi sanırım Kaş’taki en uygun yer. 🙂
Öğle yemeği nasıl diye soracaksanız. 5 çeşit meze ve tavuk ızgaraydı. Meze deyince böyle hani az bişey falan diye düşünüyor insan. Ya da tek ben öyle düşündüm. Neyse hemen yediğimiz menüyü sayalım size. Makarna salatası, Sebzeli bulgur pilavı, mücver, bezelye, bol malzemeli yeşilli salata 🙂 Bir tekne turuna göre her şey gayet lezizdi. “Noyan bak bakim başka mücver kalmış mııı?” 😀
Her neyse şimdi reklamlar! Gibi olacak ama vallaha da billaha da samimiyetle söylüyorum. Kekova turunda tüm firmalar aynı güzergahı takip ediyor ama Latebreaks biraz daha erken çıkıyor. Yüzme molalarında kalabalık tekne dolu bir koyda yüzmek zorunda kalmıyorsunuz. Mis!
Xanthos Antik Kenti
Antik Çağda Likya’ya başkentlik yapan yer Kentte ele geçen en eski kalıntılar M.ö 8. Yüzyıllara dayanıyor. Vakti zamanında burada yaşayanların ise 35,000 ile 40,000 arasında olduğu tahmin ediliyor.
Myra Antik Kenti
Aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuştur. Myra Antik Kenti özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile ünlüdür. Antalya-Demre otobüsleri ile Demre’ye ulaştıktan sonra özel araçla Myra’ya gidilebilir.
Nicholas Kilisesi ve Müzesi
Dünyada Noel Baba olarak tanınan Aziz Nikolas, Lykia bölgesinin önemli kentlerinden biri olan Patara’da doğmuş ve Myra’da yaşamış. Bölgede görebileceğiniz ayakta kalmış harika yapılardan birisi olduğunu unutmayın.
Giriş ücreti 20 TL, gişeden müzekart da temin edebilirsiniz.
Meis Adası’nda turist olmak…
Eğer ki Schengen vizeniz var ise hiç düşünmeden gitmeniz gerekir. Fotoğraflarına bakıp duruyorum ki kartpostal gibi duruyor. Kişi başı gidiş dönüş biletinizi 25 euro’ya MeisExpress’den alabilirsiniz.
Kapıda vize olayı da var evet ama çok da mantıklı olduğunu düşünmüyoruz. Kapıda vize hakkında daha detaylı bilgi edinmek için tıklayın.
Kalkan
Ağırlıklı İngiliz turistlerinin olduğu (hatta o kadar çoklar ki biz turist konumundayız…) buralara gelmişken mutlaka gezip görmeniz gereken yerler arasında. Yarım gününüzü ya da bir gününüzü ayırarak keyifli bir kaç mekanında zaman geçirebilir çarşısında tur atabilirsiniz. Fiyatlar Kaş ortalamasının üzerinde olduğunu hatırlatırım. Daha detaylı bilgileri Kalkan rehberinde bulabilirsiniz.
Denize nerede girmeli?
Girebileceğiniz birçok yer ama biz en beğendiklerimizi ve mutlaka görmeniz gerekenleri sıralıyoruz.
Limanağzı
En en güzel deniz önerisini ilk sıraya koymayı sizlere borç bilirim. Karada ulaşım bir hayli zor olduğu için hala bakir hala çok çok güzel. Kaş limandan hareket eden piyade tekneleriyle gidiş-dönüş kişibaşı 20 TL ödeyerek berrak sulara kavuşuyorsunuz. İstediğiniz saatte kalkıp dönüyorsunuz. Limanağzı’nda tercih edebileceğiniz birkaç beach var. Bunlar; Bilal’in Yeri, Delos Beach ve Nuri’s Beach. Biz teknemizin ilk durduğu nokta olan Bilal’in Yeri’nde atıyoruz kendimizi iskeleye.
2 kişilik üstü açık, 2 şezlong ve şemsiyeli bir ağaç ev seçiyoruz kendimize. Manzaraya tamamen hakimiz, sahildeki diğer vatandaşlardan hafif bir yüksekte durduğumuz için de burası sakin ve oldukça keyifli. Bilal’in Yeri’nde kişi başı şezlong şemsiye 25 Lira ama genel olarak he rişletmede olduğu gibi yiyecek içecek alacaksanız bu ücreti ayrıca ödemiyorsunuz.
Delos Beach, aynı zamanda otel hizmeti veriyor. Dışarıdan Beach için gelen müşteriler için giriş ücreti :30 TL.
Nuri’s Beach’de ise 40 TL harcama yapmanız gerekiyor. Bu ücret kişibaşıdır. Zaten sabah saatlerinde gidip akşam döneceğinizi düşünürsek o ücreti %90 geçeceksiniz. Sandviçi, yemeği, içeceği oooo…
Hidayet’in Koyu
Bir diğer güzel suya sahip plajımız! Limanağzı’na çok benziyor. Yine kayalık ve turkuaz cam gibi sularda yüzeceğiniz bir koy. Hem otel, hem plaj hem de restoran hizmeti vermektedir. Giriş ücreti yok, şezlong ve şemsiyo için kişibaşı 20 TL ödüyorsunuz.
Küçük Çakıl
Aman kim ne derse desin benim için Küçük Çakıl / Derya Beach çok keyifli. Derya Beach’in yanındaki ücretsiz plaj Küçük Çakıl. Adı üstünde büyük değil. Sabah 7 gibi buraya gelip ayılmak gibisi yok. Havlunuzu kapın buz gibi suya pıtır pıtır girin.
Derya Beach: Seneler evvel de buraya geldiğimiz için favorimiz. Kişibaşı minimum 35 TL harcama ile buranın keyfini çıkarabiliyorsunuz. Derya Beach’in, pizzası özellikle deniz mahsüllü olanı, Narlı Jack’i ve Honey Beach kokteyli de enfes.
Büyük Çakıl
Büyük Çakıl, Kaş’taki en soğuk suya sahip plajlardan biri. En önemli özelliği ise ücretsiz olması. Burada birkaç işletme de bulunmaktadır.
Kaputaş
Herhalde burasını artık bilmeyen kalmamıştır. Turizm dergilerinden ve reklamlarından aşina olduğumuz dünyanın sayılı plajlarından olan Kaputaş! İnsan gördüğü anda gerçekten çok etkileniyor. Kesinlikle atmosfer olarak enfes! Bir de merdivenleri var tabi. Böyle bir abartılma yok. Alt tarafı 190 basamak kardeşim. Amma abartılmış. Eğer belirli sebepleriniz yok ise çok abartılacak bir yanı yok. Sonuçta devamlı inip çıkacağınızı düşünmüyorum. Ama tabi özel sebepleriniz varsa biraz zorlayabilir.
Benim size tavsiyem, sabahın ilk saatlerinde gitmeniz olacaktır. Araç ile gidiyorsanız park sorunu yaşayabilirsiniz. Hele ki yüksek sezonda epey sıkıntılı. Aracınız yok ise otobüs ile ulaşımı sağyalabilirsiniz. Ki bence aracınızı bırakın direkt olarak öyle gidin. Otobüs saatlerinin olduğu linki yukarıda ‘Nasıl gidilir’ kısmında yazmıştım bakabilirsiniz.
Denizi tabi ki enfes. Ancak öğle saatlerinden itibaren dalgalar yüzmenize engel olabilir hatta yüzmeyi çok iyi bilmiyorsanız tehlikeli olabilir aklınızda olsun. Eskiden yoktu ancak şu an belediye işletmesi mevcut. Yeme- içme fiyatları Kaş’a göre uygun, isteğe göre şemsiye vs kiralayabiliyorsunuz.
Patara
Patara antik kenti yakınında bulunan ve bu bölgedeki en büyük ve en güzel plajlardan olur kendileri ve pek tabii koruma altında. 08:00-20:00 arası kullanıma açık. Patara, kumsalı çevredeki kumsalların en uzunu ve en turistik olanlarındandır. Kumu o kadar incedir ki insanın saatlerce koşup oynayası gelir.
Bir de Patara hakkında asıl bilmeniz gereken şey burası deniz kaplumbağalarına aittir. Denizi bana soracak olursanız Kaş’tan sonra çok tatmin etmese de, buralara gelmişken bir uğrayın derim. Şezlong ve şemsiye: 10 TL.
Kaş’ta yapabileceğiniz aktiviteler
Scubadiving
Turkuaz sular dedikten sonra ilk akla gelen scuba diving yani tüplü müplü dalış. Kaş ve çevresi eşi benzeri olmayan su altı oluşumları barındırdığı için unutulmaz dalışlar yapabilirsiniz. Suyun altındaki M.Ö. 1300’den günümüze uzanan tarihte balık gibi gezinmek gerçekten bambaşka bir his olmalı.
Dalış konusunda çok iddialı değilseniz; 5 metreye kadar suyun altına gireceğiniz keşif turlarına katılabilrisiniz. Dalış yaptık mı yapmadık. NOOOOO! Biz “aman ölürüz, nefessiz kalırız” diye panik atak olduğumuz için bu aktiviteden kendimizi soyutladık. Dalış için en iyi seçenek ne diye soracak olursanız ufak bir araştırma sonucu en çok önerilen; Kaş Camping içindeki Sun Diving. Belki vakti zamanında İz Tv’yle ortaklaşa çektikleri belgesellerden de anımsarsınız. Neyse zaten scubadivingci iseniz bizden daha iyisini bilirsiniz. Susuyoruz.
Safari Turu
Kaş’tan hareket eden safari jeepleriyle çıkılan bu turda maceraya doyacaksınız. Eğlenmek istiyorsanız, maceraperest iseniz bu tur tam sizlik. Köyde başlayan su savaşıyla çocukluk yıllarınıza geri döneceksiniz. Profesyonel rehber ile yapacağınız kanyon yürüyüşünde doğanın sunmuş olduğu mükemmelliğe tanıklık edeceksiniz.
Saklıkent Kanyonu’nda buz gibi kaynak suda yüzeceksiniz. Kaputaş plajında dalgalarla boğuşup güneşi batırarak günü sonlandıracaksınız.
Kano ile Kekova Turu
Batık şehirde rehberiniz eşliğinde özgürce mavi sularda kürek çekmek çok keyifli olacaktır. Bu tura katılıp memnun kalmayan birine rastlamadım. Ben bir kanosever olarak Noyan’ı ikna edemesem de siz mutlaka deneyin olur mu.