İstanbul Boğazı otelleri | Manzaralı oteller ile bambaşka bir İstanbul deneyimi

Asya ile Avrupa’yı birbirinden ayıran, kıyılarına saraylar inşa edilen, yüzyıllardır dünyanın beğeniyle izlediği İstanbul; Boğaz’a nazır otelleri, tarih ve sanatı buluşturan sokaklarıyla son derece davetkar. Farklı köşelerinde Osmanlı ve Bizans dönemlerinden izler taşıyan şehrin galerilerinde ve müzelerinde modern sanata doyacaksınız. Turuncu gün batımlarındaki silüeti, haykırışlarını günün her saati duyuran martıları ile İstanbul Boğazı ise nice şarkı ve şiirin de esin kaynağı.

Hangi yakasından bakarsanız bakın benzersiz manzarasıyla görenleri kendine aşık eden İstanbul Boğazı, her mevsim yerli ve yabancı turistlerin gösterdiği yoğun ilgi nedeniyle çevresinde pek çok otel barındırdığından aralarından hangisinin sizi mutlu edeceğini keşfetmeniz bir hayli zor. Gelin sizin için önerdiğimiz otellere bir göz atın, aralarından tarzınıza ve ihtiyaçlarınıza en uygun olanı seçerek etkileyici bir İstanbul deneyimi yaşayın.

İstanbul Boğazı otelleri ile bir peri masalında başrol olun

Sultanların ve tüm dünyanın gözde şehri İstanbul’u, Boğaz’ın simgesi olan ünlü yalılarından birinde yaşamak isteyenlerdenseniz bu hayalinizi 18. yüzyılda inşa edilen, Osmanlı mimarisinin en değerli örneklerinden Fuat Paşa Yalısı’nda gerçekleştirebilirsiniz. Sarıyer’de Boğaz’a sıfır konumuyla yüzyıllara tanıklık etmiş, döneminin tüm tasarımsal özelliklerini taşıyan bu yalı; geniş avlusu, şık avizeleri, mermer zeminleri, görkemli mobilyaları ve deniz kokusunu içeri alan konaklama alanlarıyla şehrin önemli bir parçası.

Kadife perdelerle, ceviz mobilyalarla ve süslemeli tavanlarla donatılmış odaların her biri farklı şekilde döşenmiş. Orijinal halini koruyan mimarisiyle, konuksever yaklaşımıyla bir saraya misafir olduğunuzu hissettiren yalının balkonlu odalarında kalmayı tercih ederseniz Boğaz manzarasını kimseyle paylaşmadan mum ışığında romantik bir akşam yemeği yeme şansınız da var.

Martılar eşliğinde gerçekleşen kahvaltı ritüelini tamamladıktan sonra, zarif merdivenlerin uzandığı avlunun merkezinde yer alan süs havuzunu izleyerek keyif kahvenizi yudumlayabilir, bir yandan da gününüzü planlayabilirsiniz. Ziyaretiniz yaz aylarında gerçekleşiyorsa ve güneş sizi mutlu edecek kadar parlaksa hemen mayonuzu giyin. Yalının İstanbul Boğazı nazır havuzunda serinlemek, lacivert denizin üzerinde zarafetle süzülen tekneleri izlemek oldukça dinlendirici.

Gün geceye dönmeye başladığında gökyüzünde oluşan renk cümbüşü hareketli İstanbul akşamlarına bir girizgah niteliği taşıyor. Boğaz’ın lacivert sularının arasında zarif bir mücevher gibi parlayan yalı, sizi akşam yemeğinde bu sefer bambaşka bir Boğaz manzarasıyla tanıştırmaya hazırlanıyor. Türk, İtalyan ve Fransız mutfaklarına hakim usta eller sayesinde keyifle geçen geceyi sonlandırırken, tarihin sayfaları arasına karışmaktan ve ünlü manzaranın her anına tanıklık etmiş olmaktan dolayı mutluluk duyacaksınız.

İstanbul Boğazı otelleri ile yıldızlı gecelere şahitlik edin

Tarihi dokuya hakim masmavi bir manzaraya uyanmak, İstanbul Boğazı’nın görkeminde kaybolmak istiyorsanız Radisson Blu Bosphorus sizi hayal ettiğiniz yolculuğa çıkarmaya hazır. Şehrin en hareketli alışveriş noktalarına ve tarihi duraklarına kolayca ulaşabileceğiniz Ortaköy’de yer alan otel, uzun yıllardır yerli ve yabancı turistlerin vazgeçmeden defalarca tercih ettikleri büyülü bir mekan.

Misafirlerine gösterdiği özenle tanınan otelin denizin adeta üzerine konumlanan, ev sıcaklığını yaşatmak için parke zeminlerle ve yumuşak tonlarla dekore edilen odalarının teraslı olanları, mahremiyetten ödün vermeden güneşlenmenizi, manzaraya karşı serinletici içecekler eşliğinde gönlünüzce dinlenmenizi sağlamak için özel olarak düzenlenmiş.

Boğaz’daki yelkenli tekneleri izlerken yapacağınız, zengin seçeneklerden oluşan doyurucu bir kahvaltıdan sonra şehirde hareketli bir gün sizi bekliyor. Kaçırılmaz alışveriş seçeneklerinin iki adım ötenizde olduğunu bilmek gayet cezbedici. İstanbul’un tarihi eserlerini görmeden tatilinizi tamamlamamaya kararlıysanız gezinize yürüyerek ulaşabileceğiniz Dolmabahçe Sarayı’ndan başlayabilirsiniz. Bir vapura atlayıp martılarla birlikte şehrin Anadolu Yakası’nı keşfe çıkmak da heyecan verici bir başka seçenek.

Günü sonlardırmadan önce fitness salonunda vakit geçirmenizi ve ardından spaya uğramanızı öneririz. Hamam ve saunayı takip eden masaja ya da jakuzinin dinginliğine kendinizi kaptırmışken yaşadığınız günü değerlendirme, gezdiğiniz sokaklarda sizden yüzyıllar önce dolaşan insanları hayal etme keyfini mutlaka yaşayın. Hikayelerde anlatılanlardan, filmlerde gösterilenlerden çok daha fazlasına şahit olmak istiyorsanız yıldızlı gökyüzü sizi selamlarken, İstanbul’u bir de muhteşem mezeleri ve kömür ateşinde pişirilmiş taze et çeşitleri sunan Et Cetera’da yemek yiyerek izlemelisiniz. Sabahın ilk ışıklarına kadar dans etmek ya da farklı bir atmosferde müzik dinlemek isterseniz Ortaköy’ü çevreleyen pek çok lüks mekan sizi konuk etmeye hazır.

İstanbul Boğazı otelleri ile şehrin tarihine romantik bir yolculuk gerçekleştirin

Özel bir kutlama için unutulmaz bir otel arıyor ya da İstanbul’u dolu dolu yaşayacağınız bir tatil planlıyor olabilirsiniz. Her iki duruma da uygun, Boğaz’ın üzerindeki konumu ve tarihi dokuyu konforla başarılı bir şekilde harmanlamasıyla Bosphorus Palace, tercih etmekten mutlu olacağınız bir seçenek.

Beylerbeyi sahilinde yer alan ve ve Neo Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan otelde birbirinden farklı beş kategoride oda tipi mevcut. İtalyan el işçiliği ürünü 18 ayar altın varak kaplamalı mobilyalarla, kadife koltuklarla, el işi büyük aynalarla, eski tip telefonlarla donatılan yüksek tavanlı ve duvar süslemeli odalarda kendinizi Osmanlı döneminin görkemine kaptırmanız an meselesi. Boğaz’la aranıza hiçbir şeyin girmesine izin vermeyen geniş camlar, mermerlerle döşenmiş küvetli banyolar eski dönemin ihtişamını günümüz konfor anlayışıyla birleştiren güzel detaylar olarak karşınıza çıkıyor. Balkonlu odalardan birini seçerseniz gündüzleri kahvenizi keyifle yudumlayabileceğiniz, geceleri manzarayla baş başa kalabileceğiniz lüks bir kaçamak noktası edinirsiniz.

İstanbul’un dillere destan manzarasına uyandığınızda deniz havasının iştahınızı açtığını fark ederseniz soluğu hemen restoranda alın, çünkü kahvaltıda tatmak isteyeceğiniz pek çok lezzetle karşılaşacaksınız. Doyurucu ve keyifli bir kahvaltının ardından güzel bir yürüyüşle hem çevreyi hem de güzergahınızdaki tarihi eserleri keşfedebilirsiniz. Üstelik yol boyunca yalıların çiçeklerle sarmalanmış rengarenk kapıları da sizi yalnız bırakmayacak.

Güneşin batışını izlemek için otele dönmenizi öneririz çünkü eskiden kayıkhane olarak kullanılan otelin restoranında gökyüzünde oluşan renkleri, güneş kendini çektikçe denizin üzerinde oluşan ışık oyunlarını izleyerek yemek yemek çok romantik. Yıldızların ışığında, ihtişamlı bir yaşamın izlerini sürerek geçen bir geceden sonra hem manzaranın güzelliğinden hem de aldığınız hizmetin kalitesinden memnun kalacaksınız.

İstanbul Boğazı otelleri ile lüksün standartlarını yeniden belirleyin

İstanbul’un kültürel dokusunu boğazın mavi sularıyla buluşturan Shangri-La Bosphorus, finans ve eğlence merkezi Beşiktaş’ta konuklarına şehri en konforlu şekilde yaşatmak için tasarlanmış. Odalarının çoğunda konuklarını manzarayla buluşturan otelin farklı oda seçenekleri pastel tonlarla, klasik sanat eserleriyle, zarif ve yalın hatlı mobilyalarla süslenirken, İstanbul kültürünü yansıtan tasarım detayları unutulmamış. Teraslı odalardan, püfür püfür esen rüzgarla birlikte iki kıtayı buluşturan ufuk çizgisini izlemek, tarihin ve denizin uyumuna tanıklık etmek insana büyük keyif veriyor.

Otelin çevresinde ziyaret edebileceğiniz pek çok noktadan biri olan Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı Sultanları için inşa edilmiş ihtişamlı avizeli odalarının zenginliği ile sizi büyülerken Nişantaşı’ndaki lüks mağazalar ünlü tasarımcıların ellerinden çıkan özel parçalarıyla aklınızı başınızdan alacak.

Gününüzün rahatlatıcı bir kapanışla mükemmelleşmesi için CHI, The Spa’daki randevunuza gecikmeyin. Geleneksel Asya iyileştirme felsefelerindeki denge, zihin ve beden uyumunu dikkate alan tecrübeli terapistlerin elleri vücudunuzda derin bir rahatlama hissi sağlayacak.

Gece hayatının öncelikli olarak tercih edilen restoranlarında yemek yemek için fazla uzaklaşmanıza gerek yok çünkü Kanton mutfağı sunan ve bu konuda haklı bir üne sahip olan Shang Palace; geniş ana yemek alanı, özel yemek odası, şarap salonu ve otantik lezzetleriyle aklınızı çelerken Japon suşi barı IST TOO, Asya ve Akdeniz mutfaklarından tatmin edici kombinasyonlarıyla Boğaz manzarası eşliğindeki romantik akşamlarınıza ev sahipliği yapacak.

İstanbul Boğazı otelleri ile tasarım ve manzarayı birleştirin

Tüm özel isteklerinize cevap veren bir otelle hiç karşılaşmış mıydınız? Bizans konusunda uzman bir rehbere de ihtiyaç duysanız, yoğun temponuza ayak uyduracak bir şoför de arasanız Sumahan On The Water’ın güler yüzlü personeli düşlerinizi gerçekleştirmeye hazır.

Şöminede yanan odunların çıtırtıları eşliğinde Çengelköy’ün bakılmaya doyulmayan manzarasını izleyebileceğiniz odalar minimalist yaklaşım esaslarına uygun olarak yalın bir şekilde dekore edilmiş. Manzara, bazılarında kurna ve küvet opsiyonları da bulunan, mermerlerle kaplı banyolardan bile görülebiliyor. Asma katlı odaların bahçeye açılan kapıları Boğaz’la selamlaşmanızı sağlayan birer büyülü geçit havasındayken, yemyeşil çimlerin ardından gelen mavi yeşil Boğaz’la göz göze gelmenin baş döndürücü etkisi size, yorucu iş günlerini bir çırpıda unutturacak.

Açık büfe kahvaltıda yemeği fazla kaçırdığınızı düşünüyorsanız hem rahatlamak hem de çevreyi görmek için bir yürüyüşe çıkmanızı öneririz. Etrafınızdaki tarihi eserlerle ve benzersiz yalılarla karşılaşmak, bulunduğunuz semtin tarih kokan sokaklarında dolaşmaktan büyük zevk alacaksınız. Beğenerek izlediğiniz karşı kıyının manzarasına karışmak isterseniz otele bu isteğinizi söylemeniz yeterli, zira trafiğe karışmadan tekneyle hem kısa bir İstanbul Boğazı turu atabilir hem de Avrupa Yakası’nda keşfetmek istediğiniz noktalara kolayca ulaşabilirsiniz.

Lavanta, portakal, nane, bergamot ve gül aromaları, mum ışığı ve dinlendirici müzik eşliğinde masaj yaptırarak kendinizi şımarttıktan sonra farklılıklarını her alanda hissettiren otelin Türk kültürü, tarih, yerli edebiyat, Türk sanatı ve Türk mutfağıyla ilgili 800’den fazla eseri barındıran kütüphanesinden bir kitap ödünç alıp Boğaz’a karşı bir keyif kahvesi içmeyi ihmal etmeyin.

Akşam yemeğinin özel olmasını istiyorsanız deniz kıyısında, mumların ve yıldızların ışığında, birbirinden lezzetli yemekleri ve benzersiz manzarasıyla size unutulmaz bir gece yaşatmayı vadeden Waterfront Restoran hizmetinizde.

İstanbul Boğazı otelleri ile zamansız bir sarayda konaklayın

Dünyanın en değerli lokasyonlarında bulunan, kalitenin, konforun ve mükemmel misafirperverlik anlayışının simgesi olarak kabul edilen oteller zincirinin kıymetli bir parçası olan Four Seasons Bosphorus, pek çok cazibe merkezine kolayca ulaşabileceğiniz benzersiz konumuyla Beşiktaş kıyısına yakışan bir saray.

On dokuzuncu yüzyıl Osmanlı mimarisini sadelikle harmanlayarak tasarlanan mobilyalarla, taze çiçeklerle, şık yatak örtüleriyle ve geniş banyolarla zenginleştirilen odalar, orijinaline uygun karolajlı yüksek pencereden gelen ışıkla aydınlanıyor. Fransız kapılarla birbirine bağlanan süitler manzarayı kendinize saklayacak şekilde, yatak odasından görebileceğiniz biçimde tasarlanmış.

Büyük yataklarla ve geniş banyolarla ferahlık ve konfor hissini yaşatan odaların balkonlu olanlarından birini tercih ederseniz güne sadece size ait açık alanda özel bir kahvaltıyla başlayabilir, odadan çıkmaya ihtiyaç duymadan, şezlonglara uzanıp kendinizi güneşin kollarına bırakabilirsiniz. Aşağıda sizi bekleyen, geniş merdivenleriyle İstanbul Boğazı içinde yüzüyor  hissi veren bir havuz olduğunu da unutmayın çünkü tarihi bir mekanda şehrin Anadolu kıyısını izleyerek yüzmek unutulmayacak bir deneyim. Övgüler alan kapalı bir havuza ve misafirlerinden büyük ilgi gören bir spaya da sahip olan otelde, geleneksel hamam keyfi yaparak ya da geniş avludaki süs havuzunu ve özel peyzajı seyrederek huzurlu dakikalar geçirmek de mümkün.

Damak tadınıza düşkünseniz günün her saati yüzünüzden gülümseme eksik olmayacak demektir. Her zevke uygun gurme lezzetler Boğaz Köprüsü’nün bir gerdanlık gibi ışıldamasını izleyebileceğiniz açık ve kapalı restoranlarda büyük bir özen ve üstün hizmet anlayışıyla sunuluyor. Kaliteli şaraplar eşliğinde Akdeniz mutfağı, özel aromalar içeren kebaplar ve mezelerle ocakbaşı, taze yeşillikler eşliğinde sunulan taze balıklar ve deniz ürünleri usta ellerin tatilinizi unutulmaz kılmak için gösterdiği özenin bir parçası.

İstanbul Boğazı otellerinden favoriniz hangisi? Yorum bırakın!