Roma otelleri | Her gezgin tipine uygun 8 Roma oteli

Uçaktan indiğinizden beri arkanızda koca bir bavul mu sürüklüyorsunuz? Ve bu iş saatlerce sürecek gibi. Roma Metrosu sizi gideceğiniz yerden uzakta bıraktı ve şimdi elinizde bir harita ile avare avare dolaşıyorsunuz. Durup bir nefes alın ve yüzünüzü şu muhteşem Arnavut kaldırımlı sokağa çevirin. Roma’da olduğunuzu en çok hissedeceğiniz yerdesiniz. Tam da seyahatinizi planlarken hayal ettiğiniz şeyi tecrübe edebilirsiniz. Kilise çanlarının yankılanan sesini dinleyebilir ve sade ama mükemmel bir restoran bulup keyfini çıkarabilirsiniz.

Relais Giulia’da Rönesans dönemi Roma kalıntılarını görebilirsiniz. Güler yüzlü personel giriş yaptığınız andan itibaren istediğiniz her konuda size tavsiyeler verecektir. Tam da bir yeri ilk kez ziyaret ettiğinizde karşınıza çıkmasını istediğiniz kişiler. Cibinlikli yatağınızın sizi beklediği bir odaya yerleşme zamanı. Spor ayakkabılarınızı çıkarıp yorgun ayaklarınızı taş zeminde dinlendirin. Tamamen açık pencerelerden süzülen ışığın ve bahçeden gelen seslerin keyfini çıkarın.

Yarın her zamankinden daha erken kalkın ve kahvaltınızı yatağınıza isteyin. Veya güne enerjik bir şekilde başlamak için kahvaltınızı bahçede edin. Daha sonra stresin s’si ile karşılaşmayacağınız sokaklarda yürüyüş yapın. Tüm gezip görülecek yerler yakında! Roma’yı ilk kez ziyaret ediyorsanız Relais Giulia’da kalmak en iyi seçenektir.

İtalya’ya bebek bezleri, pofuduk oyuncaklar ve bebek battaniyelerini yüklenip geldiniz. Roma’da saat çok erken olabilir, ancak uçakta uykusuz bir geceden sonra sizin için saat çok çabuk ilerliyor. Neyse ki oteliniz, çantanızı güzel ahşap zemine bıraktığınız andan itibaren her şeyi yoluna sokacak. Bize göre Gli Artisti, küçük çocuklarıyla birlikte Roma’yı ziyaret eden tüm aileler için mükemmel bir konaklama yeri.

Sarı oda, özel ve ayrı bir giriş ile size özgür bir alan sağlıyor. Roma’yı fethetmek için plan yaparken bu geniş alanının tadını çıkabilirsiniz. Bu misafirperver oda-kahvaltı şeklinde hizmet otel, Ottaviano metro istasyonundan yalnızca 100 metre uzakta bulunuyor. Bu istasyondan Roma’nın merkez istasyonu Termini’ye ve Vatikan’a 10 dakikada ulaşabilirsiniz. Otel sahibi size şehirde görülecek yerler, ulaşım ve güzel yemekleri nerede bulabileceğiniz konusunda bilgi verebilir. Böylece seyahatinizi beğenilerinize göre planlayabilirsiniz.

Son olarak, odalarda çizgi film izlemek için kablosuz internet, klima (Roma’da yazlar çok sıcak olabiliyor) var ve ortak kullanılan mutfakta kahvaltı hizmeti sunuluyor; hem de çocukların en sevdiği kahvaltılık ile: Nutella!

Güneş ışığı odanızı doldurmuş ve alarmınız çalıyor… Günaydın. Saat 9.30 ve Roma tatilinizin ilk günündesiniz. Normalde, hiçbir şey sizi yataktan dışarı çıkaramaz. Hemen “erteleme” düğmesini bulup alarmı susturursunuz. Ancak Terrace Pantheon Relais kahvaltısı 10.00’da bitiyor ve güne kahvaltısız başlamayı düşünmek bile hoş değil. Muhteşem double espresso’lu bir İtalyan kahvaltısı size ilham verecek ve otelinizin duvarlarındaki resimlerle Roma’nın muhteşem sanat dünyasına adım atacaksınız. Böylece 10.30’da sokakları adımlamaya başlayıp limonlu bir İtalyan dondurması ile yenilenmiş hissedebilirsiniz.

Neden burada konaklamalısınız? Roma’ya geliyorsanız muhtemelen şehrin kültürü ve tarihi ile ilgileniyorsunuzdur. Tarihi bölgenin merkezinde yer alan bu otel, gezip görülecek yerler konusunda ihtiyaçlarınıza yanıt verecektir: Pantheon, Piazza Navona ve Campo de’ Fiori. Ayrıca yakınlardaki diğer yerler şunlar: Piazza Venezia, İspanyol Merdivenleri, Kolezyum ve bohem Trastevere bölgesi. Otel odaları da karo zeminler ve modern panjurlarla tamamlanmış devasa pencereler ile aynı derecede büyüleyici.

Eğlenceli aile tatiliniz şimdiden jenerasyon farkının açıkça görüldüğü bir komedi filmine benziyor ve henüz tek yaptığınız şey havaalanından taksiye binmek. Ailecek biraz vakit geçirebilmek için ergen çocuklarınızı bu seyahate sürüklediniz ama mesajı almış görünmüyorlar. Hotel Diana Roof Garden otelinin girişindesiniz ve genç ekip şimdiden akıllı telefonlarına gömülmüş durumda ve aileleriyle tatilde olduklarından bihaber görünüyor. Kolay bir tatil olmayacak gibi…

En azından otel, ergenlik çağındaki çocuklarınızı etkileyecektir: açık tavan kirişleri ve unutulmaz selfie’lerin çekilebileceği üst kat terası. Yakınlardaki Trevi Çeşmesi ve Kolezyum’u ziyaret etmeleri için çocuklarınızı yalnız gönderebilirsiniz. Her an nerede olduklarını bileceksiniz çünkü (çocuklarınız buna pek bayılmasa da) saray büyüklüğünde bir odayı paylaşacaksınız ve her sabah terasta ücretsiz otel kahvaltısının tadını birlikte çıkaracaksınız.

Havaalanından başlayan yolculuğunuz sorunsuz geçecek: Sevimli İtalyan arkadaşınız Simone, sizi terminalden alacak ve bir limuzinle doğrudan Palazzo Manfredi’ye götürecek. Zengin bir tarih sizi bekliyor: 1960’larda arkeologlar tarafından otelin hemen önünde bir gladyatör okulu keşfedildi. Otel binası 17. yüzyılda inşa edilmiş ve 18. yüzyılda bir av evi olarak yeniden yapılandırılmış. Sonunda da bir otele dönüştürülmüş.

Tasarım detayları kentin arkeolojisinden ilham alıyor. Görkemli mermer sütunlar antik geçmişi günümüze taşıyor, yataklar Barok kraliyet ailesi için yapılmış gibi görünüyor ancak otelin sunduğu teknoloji çağının çok ötesinde. Her odada farklı duvar kağıdı ve çeşitli yastıklar bulunuyor. Resepsiyondan Kolezyum manzaralı terasa sizin için rezervasyon yapmalarını ve Aroma Restaurant’ın yerini tarif etmelerini isteyebilirsiniz. Ana yemek öncesi bir antipasti (soğuk meze) ve primi piatti sipariş etmeyi unutmayın. İşte size geleneksel bir İtalyan akşam yemeği.

Turistlerle dolu Roma sokaklarını, trafik gürültüsünü ve bütün gece pencerenizin altında sohbet eden insanları düşünürken uçuş sırasında biraz gerilmiş olabilirsiniz. 30 yıl önce turistik yerlerin tümünü önce sırt çantalı gezgin sonra da bir çift olarak ziyaret ettiniz. Her zaman, geldiğinizden daha yorgun ayrıldınız bu şehirden ama ne yapabilirsiniz ki? Hayatınızın aşkıyla Roma’ya dönmek için anlaştınız. Otelinize vardığınızda… Sürpriz! Otelinize vardığınızda tertemiz bir hava bulacak ve yalnızca ağaç yapraklarının arasından fısıldayarak geçen rüzgar sesini duyacaksınız.

Sizi sıcak bir karşılamanın beklediği adres: Castello della Castelluccia. 10. yüzyılda inşa edilmiş (evet, inanması gerçekten zor), Roma’nın bu büyüleyici köşesinde 16. yüzyıldan kalma sanat eserleri, eski dünyadan sahneleri anımsatan bir dekor, ayrıca 12. yüzyılda inşa edilmiş bir kule var. 23 odanın her biri benzersiz, bazılarında 18. yüzyıldan kalma yataklar, mermer banyolar ve büyük şömineler var ve hâlâ kalenin sahibi olan aristokrat ailelerinden birinin adını taşıyor.

Roma’nın “eteklerinde” tatilinizi geçirirken merkeze uğramayı isterseniz, sizi metroya götürecek bir tren istasyonu da var. Kalenin restoranı Locanda della Castellucia’da rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Otelde ayrıca bir yüzme havuzu ve yakınlarda bir golf sahası bulunmakta.

Rimowa bavulunuzla Roma’ya ulaştınız ve hemen iPhone’unuzdan bir Uber çağırdınız. Roma’da mükemmel bir yer bulmak için saatlerce Instagram’da gezindikten sonra otelinizde rezervasyon yaptınız. Otelinizin yüksek estetik beklentilerinizi karşılayıp karşılamayacağını görmek için istekli ve meraklısınız; bu 16. yüzyıl sarayı G-Rough’a girer girmez sorularınızın cevabını alacaksınız. Ahşap duvarlar ve kirişler, Giò Ponti’nin sandalyeleri ve Joe Colombo’nun lambaları gibi, 20. yüzyıldan kalma İtalyan tasarım simgelerinin tamamladığı aydınlık ve modern dekorun aksine, ham ve tamamlanmamış görünüyor. Rahat bir nefes alabilirsiniz: ideal yerinizi buldunuz.

Açıkçası, buradaki sihirli cümle: “İtalyan tasarımı”. Barda bir espresso shot ile karşılanacaksınız ve Roma’nın gizli bölgelerini ziyaret etmenin yanı sıra “Geleneksel Olmayan” bir turda daha az bilinen müze ve sarayları içeren “Mordomo Yaşam Tarzı”nı deneyimleyebileceksiniz. Siz de pek geleneksel sayılmazsınız; Kolezyum’a gitmek yerine Vespa’nızla banliyöleri keşfetmeyi tercih ediyorsunuz.

Çalışmak, müşterilerle tanışmak için Roma’yı ziyaret ediyorsunuz ancak ziyaretinizi uzatmaya karar verdiniz. Dikkatlice katlanmış takımlarınız birkaç polo tişörtünüz ile rahat, sakin ve deneyimli bir gezginsiniz ve aynı tarzda bir otel istiyorsunuz. Diğer yöneticiler havaalanında bulunan bir zincir oteli tercih ederken, siz Roma kiliselerine yukarıdan bakan bir manzaranın keyfini çıkarmayı ve şehrin gürültüsü ile uyanmayı tercih ediyorsunuz. Tree Charme odanız size bunların hepsini sunabilir.

Bu, Tiber Nehri kıyısında, Art Deco ve tasarımcı ambiyansının bir karışımı ile tipik bir 20. yüzyıl Roma binası. Tree Charme barlar, mağazalar ve kafeler ile dolu Trastevere semtinin merkezinde yer alıyor. Önemli toplantınızdan önce terasta servis edilen eksiksiz bir kahvaltının tadını çıkarabilirsiniz. Daha sonra, Trastevere’de bir içkiyle rahatlamak için sayısız seçenek arasından birini tercih etmeyi de unutmayın. Tree Charme, bir iş gezisinde bile tamamen yerel ve özgün bir deneyim yaşamak için en iyi tercih.