Mardin otelleri | Kapısı kiremitin kızılına açılan, buram buram tarih kokan oteller

Hilton Garden Inn Mardin, her ne kadar bir Hilton markası olsa da bu modern otel de Mardin’in mimari yapısından payına düşeni almış. Havalimanından araçla 20 dakika, şehir merkezinden ise beş dakika kadar uzaklıkta olan konaklama merkezinin geniş bir avlunun etrafına yayılan taş binası gerçekten davetkar.

Bulunduğu tepeden Mezopotamya’yı seyreden otelin kendi restoranı Sumac Grill’de gerek sabah kahvaltıları gerekse şehirde yaptığınız turun ardından alacağınız akşam yemeklerinde yerel lezzetlerin tadına bakmanız mümkün. Konaklamanız esnasında Pavilion Pantry’de atıştırmalıklar alabilir, otelin barında akşamüstü kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Mardin gezintiniz, şehre 30 kilometre mesafedeki Dara Antik Kenti’ne doğru yapılan yürüyüşleri de içereceğinden geceleri iyi bir uyku çekmek gibisi olamaz. Hilton, modern dekorasyona sahip oda ve süitleriyle ev rahatlığında bir mekan. Perdeyi araladığınızda göreceğiniz şehir manzarasına ise gerçekten doyum olmuyor.

Bir tepe üzerinde yükselen otelden dışarıya adım attığınızda Mardin’in labirenti andıran sokaklarını keşfetme arzusuna yenik düşerek bütün bir günü taş binaların arasında da geçirebilirsiniz. Böyle anlarda yanınıza fotoğraf makinesi almayı unutmayın, zira Mardin’in her köşesi bir fotoğraf karesine yaraşacak güzellikte.

Mardin’e iş seyahati için gelenlerin ilk adreslerinden biri Erdoba Elegance Hotel & Spa. Beş yıldızlı hizmet kalitesi ve aydınlık iç mekanlarıyla yoğun bir günün ardından kendinizi tekrar yenilemeniz için fırsat tanıyor.

İki ya da üç kişilik oda seçenekleri bulunan otelin lüks arayışındaki ziyaretçiler için de seçenekleri mevcut. Jakuzili süit odalar, romantik çiftlere hitap ederken royal süit odalardaki oturma alanları iş insanlarının konaklamak isteyeceği türden. Gezerken vücut sağlığınızdan ödün vermek istemiyorsanız, otelin açık ve kapalı yüzme havuzlarında vakit geçirebilir ya da Uzak Doğu masajı yaptırarak kendinize bir saatlik dinlenme hediye edebilirsiniz.

Lobi Bar’da dibek kahvesi içmeden ya da Cafe Le Jardin’in yeşillikleri arasında kafanızı dinlemeden bu otelden ayrılmayın. Şehirdeki gezi planlarınızı ise dolu dolu geçirmenizi öneriyoruz. 1385’te inşa edilen Zinciriye Medresesi ve şehri anlatan Mardin Müzesi rotanızda olması gereken gezi noktalarından. Yorgun anlarınızı ise Zınnar Restoran’ın veya Firdevs Restoran’ın yerel lezzetlerle zenginleştirilmiş menüsünden seçeceğiniz lezzetlerle taçlandırın.

Mardin Kalesi’nin zemin katında konumlandırılan Kaya Ninova Hotel, kalenin sahip olduğu bütün bir şehir mazarasını konuklarının ayaklarına seriyor. İsmini ise bir dönem Asur Devleti’ne başkentlik eden eskiçap kenti Ninova’dan alan otel Mezopotamya’nın güzelliklerinden Mar Hirmis Kilisesi’nin de yürüme mesafesinde.

Toplam 46 odası bulunan otelin tüm odalarında dekorasyon klasik çizgilerde tutulmuş. Standart odalarda yatak ve dolabın ahşabı ile duvar süsleri Mardin evlerini andırıyor. Otelin delüks odası ise işlemeli ahşap dolabı ve yatak başlarının yanı sıra odadaki klasik koltuklarla hoş bir geleneksellik yakalamış.

Şehrin lüks restoranlarından birisi Kaya Ninova Hotel bünyesinde yer alıyor. Öyle ya, Mardin’e karşı gün batımını izlerken yörenin damak çatlatan lezzetlerini tatmayı kim istemez? Biz bu restoranın terasında şehrin serin rüzgarları hafif hafif eserken kahvaltı etmeyi çok sevdik. Her kahvaltı sofrasında göz göze geldiğiniz şehir derin bir keşif için sizi adeta kendi içine çekiyor.

Mardin gezisinin büyülü yanı olan şehir sokaklarına açılan üç kapıya sahip Tarihi Selçuklu Konağı, üç buçuk kata uzanan binasıyla bu olanağı sağlıyor. Geleneksel bir Mardin konağı olan bu otel yöreye özgü taş bezemeciliği, geniş avluları ve eyvanlarıyla konuklarını tarihin içinde bir yolculuğa çıkarıyor.

Üçü kral dairesi olmak üzere toplam on adet VIP odası bulunan tarihi konağın her odası Artuklu hükümdarlarından birinin adıyla anılıyor. Artukbey ismi verilen kral dairesi yeşil üstüne altın rengi motifler barındıran duvar süsleri ve Mardin’i izleyen jakuzisiyle geçmişe götürüyor. Kral dairesi tüm özellikleriyle “Ben Mardin’im, Şemsi özgürlüğüm, Yezit gün batımının inanç birlikteliğiyim” diyen Artukbey’in bu hislerine tercüman olur nitelikte.

Avlusunda soluklanıp terasında zengin bir kahvaltı edeceğiniz otelde hazırladığınız gezi listesine eklemek istediklerimiz de var: Melik Mansur Nasreddin Aslan tarafından inşa edilen Şehidiye Camii’nin göz alıcı güzelliği ile şehir merkezindeki Revaklı Çarşı bunlardan yalnızca ikisi.

Kapısına ulaştığınızda giriş duvarında dört dinin amblemlerini görebileceğiniz Maridin Otel, bu şehrin kokusunu içinize çekebileceğiniz en güzel noktalardan biri. Yüksek tavan ve çapraz tonozlarla yapılan mimarisi sürekli havalanan bir ortam yarattığından sağlıklı bir yaşam alanı oluşturuyor.

Bize göre bu otelin en önemli özelliği, yeraltındaki tarihi sarnıç havuzu. Kapısından içeriye girdiğinizde sihirli anlar yaşayacağınıza emin olabilirsiniz. Bu arada kral dairesinde konaklama şansını yakalarsanız buraya özel asansörle de inebilirsiniz. Bu arada, kral dairesinde orta kısımda lale motifleriyle süslü jakuziyi de mutlaka denemenizi öneriyoruz.

Mesele yemek olunca Mardin’in bulgur ve dana etiyle yapılan accin yemeğini de pekmezli harire tatlısını da listenin üst sıralarında tutuyoruz. Maridin Otel’in Mezopotamya ovasının eşsiz manzarasına bakan restoranında bu lezzetleri tatmak ise unutulmayacak deneyimler arasında. Yalnız, yemeklerde kullanılan baharatların uyumuna özellikle dikkatinizi çekmek istiyoruz. Eğer şanslıysanız şeften alacağınız birkaç tüyoyla Mardin’de doyurucu bir alışveriş deneyimi yaşayabilirsiniz.

Şehrin Artuklu semtinde, pek çok tarihi mekana yürüme mesafesinde yer alan AZD House Hotel’i Mardin’de yapacağınız hızlı bir gezi için tercih edebilirsiniz. Ancak yürüyerek yapacağınız gezilere bir de şehir dışına günübirlik turları da dahil etmelisiniz. Örneğin, Midyat’a bağlı Güngören Köyü’ndeki Mor Gabriel Manastırı (namıdiğer Deyrulumur) işlemeleriyle görülmesi gereken yerlerden biri.

Ev oteli konseptiyle hizmet veren mekanın standart odasını da seçseniz, süit odalarından birinde de konaklasanız dekorasyondaki sadelik ve odaların genişliği size bol bol dinlenme ve rahatlama fırsatı sunacak. İş seyahatindeyseniz Executive Suit odayı tercih ederek konuklarınızı süitin salonunda ağırlayabilirsiniz.

Büyükçe bir Türk hamamı bulunan AZD House Hotel, bu özelliğiyle bölge halkı tarafından da tercih ediliyor. Otelin restoranı ilk bakışta klasik görünse de menüsündeki seçeneklerle konuklarına ziyafet tadında bir sofra hazırlıyor. Yörenin kendine özgü yemeklerini mutlaka tatmalı ve yemekten sonra iyi pişmiş bir dibek kahvesini yudumlamalısınız. Dönerken eşe dosta birkaç paket kahve götürmeyi de ihmal etmeyin.

Geçitleri ve sokaklarıyla sizi içine çeken Eski Mardin’de konaklayacağınız bir mekan önerisi: Mardin Stone Hotel. Yaklaşık 800 yıllık tarihi olan taş evde konaklarken de etrafında gezerken de kendinizi şehrin tarihinde yolculuk ederken bulacaksınız.

Bu mekanın oda tipleri silver, gold ve diamond oda olmak üzere üçe ayrılıyor. Mağara oda olarak da anılan silver oda iki kişilik; ancak adından da anlaşılacağı üzere penceresiz. Gold odalar üç ya da dört kişilik olabiliyor, diamond odalarda ise çift kişilik yatak mevcut. Taş odalardaki yatakların yaldızlı başları ve yanı başında yer alan altın rengindeki koltuklar hiç göz yormayacak bir tatlılığa sahip.

Bu oteldeki konaklamalarınızın en güzel anları çok muhtemelen sabah kahvaltıları olacaktır. Mardin Stone’un terasında servis edilen kahvaltınızı alırken tarihi sokakların kokusunu içine çekecek, bir an önce kapıya varıp bu labirenti andıran sokaklarda dolaşmak isteyeceksiniz.

Söz konusu geziyse eğer, Mardin’de gidip çalacak çok kapı var. Eski çarşılarda muhakkak dolaşmalı, Dara Mezopotamya Harabeleri’ni görmelisiniz. Midyat ve Nusaybin ilçeleri arasında yer alan Beyazsu Deresi de doğaseverlerin aşık olacağı türde bir yer.

Bir Osmanlı dönemi ailesinin yaşadığı Mardin Osmanlı Konağı’nda konaklayıp da geçmişi yadetmemek ne mümkün! Şahtene ailesi tarafından 1878 senesinde inşa edilen bina; yüksek tavanlı odaları, geniş avluları ve tepelere açılan pencereleri ile bambaşka bir dünyadan geliyor sanki.

Duvar oymalarından loş bir sarı ışık süzülen, penceresinden Mezopotamya’yı gören delüks odalardan birinde konaklamanızı öneriyoruz. Tabii ki arkadaşınızla seyahat ediyorsanız iki ayrı tek kişilik yatağın bulunduğu odayı veya delükse göre çok daha sade tasarımlı çift kişilik odayı da tercih edebilirsiniz.

Konaklama mekanının oymalı taş duvarlarıyla insanı kendine çeken A La Carte Restaurant’ında Mardin mutfağının tadına bakmalısınız. Gerek loş aydınlatması gerekse renk uyumuyla bu restoran insanın içine işleyen bir tarihi yansıtıyor. Eğer açık hava insanıysanız, o halde sizi terasa doğru alalım. Modern dünyadan uzakta kahvenizi yudumlarken ne kadar doğru bir seçim yaptığınızı hissedeceksiniz.

Bir dönem bir Osmanlı ailesine ev sahipliği yapan taş binada konakladığınız takdirde, şehrin büyüsüne kapılıp gitmeniz an meselesi, bizden söylemesi!

Mardin Midyat’ın Nehrozlar Mahallesi’nde farklı dönemlerin tanığı Kasr-ı Nehroz, 1600 yıllık geçmişe rağmen güçlü duruşunu hiç kaybetmiyor. İçinde gezerken karşınıza sürpriz bir şekilde çıkan geniş avluları ve dimdik yükselen iki burcuyla sizi etkileyecek bu mekanın içerisinde kaybolmak ve modern dünyanın koşuşturmacasından uzaklaşmak isteyeceksiniz.

Toplam 29 odası bulunan otelin iki ayrı blok kısmı var. İlkinde yer alan iki kişilik dublex odaya adım attığınızda kendinizi büyülenmiş gibi hissedeceksiniz. Mermer detayların taş işçiliğiyle buluştuğu odada merdivenle ikinci kata çıktığınızda çift kişilik yatağın bir kubbenin altında sizi beklediğini göreceksiniz.

Eğer gezinizi bir grup olarak gerçekleştiriyorsanız konaklamanız esnasında Divanhane’yi ayırtıp U şeklindeki divanda karşılıklı oturabilirsiniz. Otelin 2011’de restore edilen Mazrona Restoran’ı bir zamanlar kiler görevi görüyormuş. Bugün ise açık büfe kahvaltılara ev sahipliği yapıyor.

Yaz akşamlarında ise otelin avlusunda soluklanabilir, Süryani şaraplarının tadına bakabilirsiniz. Mekanın iki bölümden oluşan cafe-bar alanında dilerseniz yöresel lezzetleri tadabilir dilerseniz hafif atıştırmalıkları tercih ederek farklı tatları deneyebilirsiniz.