Kadim şehre yüksekten bakın | Manzaralı terası olan İstanbul otelleri

Zarif bir otelde sofistike bir tatil yapmak, tarihi doku içerisinde modern çizgilerin olduğu bambaşka bir deneyim yaşamak için Soho House İstanbul’la tanışmalısınız. Beyoğlu’nun tam kalbinde, Tarihi Annex ve Glass binalarından oluşan otelin Anadolu motiflerinin modern mimariye uygun şekilde yeniden yorumlandığı, kuvvetli detayların yalın bir şekilde kullanıldığı odaları tahta parkelerle ve toprak tonlarıyla döşenmiş. Mısır pamuğundan yapılan yumuşacık çarşaflar, şömineler, yağmurda ıslanıyor hissi veren duşlar, nostaljik şık küvetler farklı oda tiplerinin keyif verici özellikleri. Sıra dışı bir konaklama planlıyorsanız The Playroom isimli, çift tavan yüksekliğine sahip, şömineli, 83 metrekare büyüklüğünde ve küveti de olan açık banyolu odayı tercih etmenizi öneririz.

Konuklarını şımartmayı bilen otelde masaj, cilt bakımı, vücut bakımı, el ve ayak bakımı, hamam, sauna, depilasyon gibi hizmetlerin yanı sıra erkeklere özel saç, sakal traşı, manikür, bakım ve masaj sunan bir de spa mevcut. Otelde cezbedici bir diğer mekan da direnç ve kardiyo makineleriyle donatılmış, kendi ringinde gerçekleşen boks dersleri de verilen spor salonu.

Beyoğlu deneyimini renklendirmek için bir de çatı katına çıkın; nefes kesen görüntüsüyle İstanbul ayaklarınızın altında olacak. Manzaralı terası olan İstanbul otelleri arasındaki Soho House’da gökyüzünde oluşan renkler eski şehir görüntülerinin arasında dans ederken alacağınız aperitifler sizi akşamki lezzetlere hazırlıyor. Ortadoğu mutfağının yanı sıra klasik İtalyan mutfağını da deneyimleme fırsatını kaçırmayın. Yıldızlar altında gerçekleşen bu ritüelin bir parçası olmak isterseniz takviminizdeki ilk boş tarihi işaretlemenizi öneririz.

Şehri konuklarına İstanbul kültürünü koruma felsefesiyle yaşatan Armada Hotel konumu itibarıyla Marmara Denizi, Sultanahmet Cami ve Ayasofya manzarasına hakim. Osmanlı-Türk sivil mimarisi üslubunda dekore edilen odalardaki “Edirnekari” denilen, elle yapılmış renkli çiçek bezemeleri ile süslenmiş ahşap eşyalar ve dinlenirken giymeniz için özel olarak hazırlanan organik oda giysileri geçmiş dönemlere tanıklık etmenizi sağlıyor.

Özgün İstanbul mutfağını yerli ve yabancı misafirlerinin damak tadına uygun şekilde geliştiren otelin kahvaltısı da Türk usulüne göre sunuluyor. Doğal un kullanılarak pişirilen poğaça, açma ve börekler, özel reçeller, taze köy yumurtaları ve süt ürünlerinden oluşan zengin kahvaltı menüsüne özel semaverlerde demlenen tavşan kanı çaylar eşlik ediyor. Buraya kadar gelmişken Ahırkapı şerbetinin tadına bakmamak olmaz; başka yerde kolay kolay bulamayacağınız bu lezzeti mutlaka denemelisiniz.

Bir taraftan Marmara Denizi, Kadıköy ve Adalar, diğer taraftan Sultanahmet Cami ve Ayasofya manzarasını sunan otelin terası İstanbul’u gece gündüz seyretmek için keyifli ve özel bir mekan. Dört tarafı açık, geniş beyaz keten minderli oturma alanları, ahşap bar tabureleri, beyaz ışık sütunları ile döşenen bu terasta, çilingir tepsilerindeki lezzetli atıştırmalıklar ve aralarında nitelikli yerli şarapların da yer aldığı içecekler İstanbul’la özdeşleşen müzikler eşliğinde sunuluyor. Özellikle hava karardıktan sonra nefes kesici bir hale gelen manzara görülmeye değer. Günlük hayatın koşturmacasına ara verip manzaralı terası olan İstanbul otelleri ile İstanbul’u hem kültürüyle hem de güzellikleriyle yaşamak istiyorsanız bu mekanı ajandanıza kaydedin.

Sultanahmet Meydanı ve Sirkeci‘nin tam orta noktasında, Gülhane Parkı’nın yanında yer alan DoubleTree by Hilton Istanbul Sirkeci, en önemli tarihi ve turistik mekânlara, toplu taşıma noktalarına ve sahile yürüme mesafesiyle tarihi İstanbul’u modern ve konforlu ortamıyla birleştiren bir İstanbul deneyimi sunuyor.

Zarif ve abartısız çizgilere sahip modern mobilyalarla döşenmiş ses geçirmez odaların hepsinde, iş tutkunlarını mutlu edecek çalışma masaları da içeren minimalist dekorasyon pastel tonlarla renklendirilmiş. Teraslı odaları tercih ederseniz şehri gece gündüz odanıza konuk ederek manzaranın tadını dilediğiniz kadar çıkarabilir, film karelerinde yakaladığınız görüntülere canlı olarak şahitlik edebilirsiniz.

Manzaralı terası olan İstanbul otelleri dışında Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Topkapı Sarayı ve tabii ki Kapalıçarşı bu kadar yakın olan neresi var? Şehrin yerlisi bile olsanız turist havasına girmemek pek mümkün değil. Vaktinizi tarihi mekanları ziyaret ederek ya da otelin karşısından Marmaray’a binerek şehrin farklı noktalarında değerlendirin ve günün sonunda yorgunluğunuzu atarak zinde bir akşama hazırlanmak için otelin bünyesindeki buhar banyosu, hamam ve sauna içeren spaya uğrayın. Bali masajı yoğun geçen iş günlerinin sonunda kendinize verebileceğiniz güzel bir hediye olacak.

Otelin romantik özel bölümlü çatı katına adım attığınız ilk anda karşınıza çıkan manzarayı, İstanbul’la bu açıdan karşılaşmanızı hiç unutmayacaksınız. Tarihin ve denizin bir araya geldiği, ışıkların adeta mücevher etkisi yaptığı İstanbul silüetinden gözlerinizi ayıramayacaksınız. Böylesi bir güzelliği damat çatlatan lezzetlerle taçlandırmadan olmaz: Restoran menüsündeki sağlıklı gıdalardan gurme lezzetlere pek çok alternatif arasından seçim yapmak da size ayrı bir zevk verecek.

Pera ruhunu yaşatan köklü bir İstanbul oteli arıyorsanız hayal ettiklerinizi Rixos Pera’da bulabilirsiniz. On altıncı yüzyıldan günümüze kadar tüm dönemlerden tasarımsal özellikler taşıyan oteldeki zarif avizeler, şık ve konforlu mobilyalar, yılların eskitemediği merdivenler ve göbekli tavanlar şehir ruhunun birer yansıması. Parke zeminlerle, şık perdelerle döşenmiş odalarda kendinizi otelde değil de evinizdeymişsiniz gibi hissettiren sıcak dekorasyon, tarihin sayfalarından kopup gelen zarif dresuarlarla, şık komodinlerle zenginleştirilmiş. Pera ya da Haliç manzaralı odanızda dinlenirken de otelin içerisinde dolaşırken de kendinizi bugünün konforunu başka bir zaman diliminde yaşarken buluyorsunuz.

İstanbullu zarif hanımefendilerin ve beyefendilerin salındığı, tarih kokan sokakları keşfetme sırası şimdi sizde. Başınızı işten kaldırın ve İstanbul’un ritmini yakalamaya hazırlanın. Hiç uyumayan şehrin daha önce karşılaşmadığınız, görülmeye değer pek çok noktasına yürüme mesafesinde olmanız günün her saati farklı bir maceraya atılmanızı sağlayacak. Yorulup geri döndüğünüzde kendinizi şımartabileceğiniz donanımlı spa, harcadığınız enerjiyi geri kazanarak İstanbul’un ünlü akşamlarına hazırlanmanız için emrinizde.

Şehrin coşkusunu, dinamizmini, zengin kültürünü incelikli bir konfor ve lüks anlayışıyla sunan eşsiz konumu ile gece hayatının uğrak noktaları arasında yer alan Rixos Pera’nın vişneli yaprak sarma, narenciye soslu ahtapot, tahinli kırmızı pancar gibi mezelerini ve dünya mutfağının taze lezzetlerini sunan restoranları epey davetkar. Güneşin karşı kıyının ardında kayboluşunu izlemek, tarihi dokunun büyüleyici Boğaz manzarasıyla birlikte gecenin kollarına kendini teslim edişine şahitlik etmek için rezervasyonunuzu Park Şamdan’a yaptırın. İstanbul’u fetheden manzarasıyla, ünlü yerli ve yabancı konuklarıyla gece hayatına yön veren bu mekandan hem gördüklerinizden hem de tattıklarınızdan memnun şekilde ayrılacak, bir sonraki tatiliniz için doğru adresi bulmuş olmanın mutluluğunu yaşayacaksınız.

İstanbul’u şehrin sembol semtlerinden birinde yaşamak isterseniz, tarihi dokunun modern yaklaşımlarla kesiştiği, 1930’ların ve 1970’lerin anlayışına uygun şekilde dekore edilmiş The Marmara Pera beklentilerinizi karşılayacak bir seçim. Pera’nın pek çok sanatçıya ev sahipliği yapmış olan ara sokaklarından geçerken kendi ilham perinizle karşılaşabilirsiniz.

The Marmara Pera, konuklarına İstanbul’un sanat ve tarih kokan yanını yaşatmak için gözle görülür bir emek harcıyor. Otele girer girmez duvarların sanat koleksiyonları ile dolu olduğunu görecek ve resepsiyonun hemen arkasındaki şapka koleksiyonuna göz gezdirmek isteyeceksiniz. Katlara yayılmış sanat eserleri arasında gezerek ulaştığınız odanızda geçmiş zamanların zarif hatlarını taşıyan bir koltukta dinlenerek şehri soluyabilirsiniz. Odada bulacağınız minik bir şişeye doldurulmuş Boğaz havası yüzünüzde bir gülücük belirmesine neden olacak.

Eğer ziyaretiniz yaz aylarına denk geliyorsa yanınızda mayo getirin, zira otel terasındaki havuzda serinletici içecekler eşliğinde güneşlenmek, İstanbul’un etkileyici manzarası eşliğinde yüzmek sizi hem ruhen hem de bedenen dinlendirecek. Akşamüstü çayı için zemin kattaki Cafe Marmara’ya gidebilir ve küçük atıştırmalıkları deneyebilirsiniz.

Gün sona ererken dillere destan İstanbul manzarasını yukarıdan izleyecek o şanslı kişi sizsiniz, çünkü otelin teras barı bu keyifli gösterimi izleyebileceğiniz bir loca niteliğinde. Galata Kulesi’ni, Haliç’i, Tarihi Yarımada’yı ve Boğaz’ı gün batışında görebileceğiniz, Yeni Anadolu Mutfağı konseptine sahip, yerli ve yabancı kaynaklar tarafından dünyanın en iyi restoranlarından biri olarak gösterilen Mikla’da manzaranın tadını çıkarırken dünya klasmanında lezzetlerle buluşmaktan büyük keyif alacaksınız.

İstanbul’un merkezinde, Boğaz’ın Avrupa kıyısında bulunan Swissotel The Bosphorus; hem İstanbul’u yaşamak hem de alışveriş noktalarına yakın olmak isteyenlerin tasarımcı mağazalarına da tarihi yarımadaya da kolayca ulaşabileceği hareketli Nişantaşı bölgesinin göz bebeği konumunda yer alıyor. Bir zamanlar Osmanlı Sultanlarına ev sahipliği yapmış Dolmabahçe Sarayı bahçesinin üzerinde yer alan, Boğaz’ın, Asya Yakası’nın ve eski İstanbul’un panoramik manzarasına hükmeden otelin zemine kadar inen camları manzarayı odaların içine taşıyor. Kahve bej tonlarda dekore edilen odalar şık lambalarla, görkemli perdelerle süslenmiş ferah bir malikane havasında.

Yeşil mavi manzaranın ortasında yer alan açık havuzda, Boğaz’ın lacivert sularını izleyerek serinlerken otelin ödüllü spasından aldığınız randevu saatinin gelmesini bekleyebilirsiniz. Hamam, sauna, tuz havuzu ve şifalı doğu bilgeliğini batı teknolojileriyle birleştiren bir dizi tedavi ve güzellik bakımıyla kendinizi yenileyebilir, fitness salonunda ya da tenis kortunda ter atarak geceye hazırlanabilirsiniz.

Unutulmaz bir İstanbul tatilinin gün batımına tanıklık etmekle mümkün olduğunu biliyoruz. Canlı DJ performanslarının, caz konserlerinin verildiği, eşsiz kokteyl kreasyonlarının sunulduğu, birbirinden farklı Türk ve İsviçre mutfağından örnekleri deneyimleyebileceğiniz restoran ve barlardan paylaşacak pek çok kare yakalayacağınızdan eminiz. Unutmayın, canlı DJ performanslarıyla ışıltılı İstanbul gecelerine renk ve lezzet katan 16 ROOF’a ve caz severlerin buluşma noktası Les Ambassedeurs’e uğramadan İstanbul turunuzu tamamlamış sayılmazsınız.

İstanbul’un en hareketli semti Nişantaşı’nın kalbinde yer alan St. Regis, lüks ve konforun en nezih şekilde sunulduğu, Art Deco tarzında döşenmiş modern bir sanat eseri niteliğinde. Tasarım tutkunlarının tercihi olan bu otel, tasarımcı mağazalarının ve gece hayatının merkezinde yer alıyor.
Düz ve keskin hatların, geometrik şekillerin, aerodinamik formların ve aydınlık renklerin öne çıktığı otelin geneline yayılan modern hava şehir manzaralı odalarda da devam ediyor. Mermer banyolar, geniş küvetler, büyük boy yataklar ve gün ışığından en fazla şekilde yararlanmayı sağlayan geniş pencereler farklı ihtiyaçları karşılama niteliğine sahip birbirinden farklı 11 oda tipinin ortak özellikleri. Geçmiş ruhunu koruyan otelin çağdaş bir yorumunu sunan, lüksü zarafetle birleştiren ödüllü süitlerden birini tercih ederek tatilinizi unutulmaz kılabilirsiniz.

Şehrin hareketliliği cazip göründüğü kadar yorucu da olabilir. Ruhunuzu ve vücudunuzu dinlendirerek İstanbul gecelerini yaşamak istiyorsanız önce davetkar oturma alanı, havuzları, hamamları, pürüzsüz bej mermer duvarlarla çevrelenmiş huzur verici ambiyansı ve dünya çapında ün kazannmış ürünleriyle yenilenmenizi sağlayacak spaya bir uğrayın. Artık hazırsınız, sıra mutfaktaki şeflerin ellerinden çıkacak dillere destan lezzetleri deneyimlemeye geldi. Ünlü mimar Emre Arolat tarafından zamansız bir tasarım anlayışıyla dekore edilmiş, çağdaş Fransız mutfağını Türk mutfağıyla harmanlayan St. Regis Brasserie’nin yanı sıra dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck’ın panoramik Maçka Parkı ve Boğaz manzarası sunan, iki Michelin yıldızlı ikonik restoranı Spago Kaliforniya, aklınızı başınızdan almak için sizi bekliyor.