Kaya otel konsepti | Taş oymacılığının en güzel örnekleriyle büyülü bir tatil yapın

Aydınlı Cave House, Göreme merkezine beş dakikalık bir yürüyüş mesafesinde bulunan, bölgenin yumuşak kayalarının kat kat oyulmasıyla meydana getirilmiş, 14 odalı bir mağara otel. Aydınlı Cave House’un tüm konaklama alanları, binanın yapılışındaki el emeği ve dekorasyonunda kullanılan el işi unsurlarla geleneksel bir Göreme evinin farklı odalarını andırıyor.

Otelin giriş kapısından başlayıp odanızın içine kadar uzanan antik sembol ve süslemeler, Aydınlı Cave House’ta tatil deneyimine mistik bir hava katıyor. Kimi odalarda üst katları yer yer haşmetli kolonlar, yer yer narin kemerler sırtlarken bazı odaların duvarları, mağara duvarlarını andıran şekilde tavanla kaynaşıyor. Aydınlı Cave House’un bazı odaları; geçmişte konaklama haricinde şaraphane, güvercinlik, samanlık, kuru gıda ve meyve saklama deposu olarak da kullanıldığından, gündelik hayatta ve şehir sınırları içinde karşılaşılamayan masalsı bir atmosfere sahip. Yine de otelin en lüks noktası; balayı çiftlerine yönelik olarak tasarlanmış, kendi Türk hamamıyla standart oda büyüklüğünde bir banyo alanına sahip olan King Süit Oda 14.

Otelin terasından ve kapalı kahvaltı alanından, her mevsimde ayrı bir güzellikle parıldayan peri bacalarını görebilirsiniz. Göreme Açık Hava Müzesi’ne yürüyerek ulaşabilir, yüzlerce yıldır bölgeyi süsleyen kilise ve yaşam alanlarını yayan keşfedebilirsiniz.

Kayakapı Premium Caves; Kapadokya’nın başkenti Ürgüp’ün ilk yerleşim merkezlerinden birinde, tepelik bir araziye ustalıkla işlenmiş bina ve konaklardan oluşan, hem mağara otel sınıfına hem de taş oyma otellerin arasına katılabilecek özel bir konaklama noktası. UNESCO tarafından desteklenen Kayakapı Premium Caves’te konaklayarak ikiz peri bacalarıyla ünlü Üç Güzeller mevkiine yürüyerek ulaşabilir, civarda 10. yüzyıldan kalma kiliselere ve Selçuklu mimarisinin seçkin örneklerine rastlayabilirsiniz.

Kayakapı Premium Caves’in 33 metrekareden başlayıp 253 metrekareye kadar çıkan, farklı özelliklerdeki mağara odalarını, süitlerini ve konaklarını tek tek tarif etmek güç; ancak hepsinde çikolata ikramları ve lüks banyo bukletleriyle karşılanacağınızı söyleyebiliriz. Doğal taş küvetlerin ve Türk hamamlarının yanında, Cave & Pool süitlerde konaklama alanının içerisine dahil edilmiş irili ufaklı havuzlar yer alıyor. Grandiose Cappadocian Pool konağında ise hem açık hem de kapalı havuzlarla karşılaşacaksınız. Özel tatil paketleri sayesinde balayı çiftleri Kayakapı Premium Caves’in en güzel odalarında konaklama ayrıcalığını yiyecek ve içecek servisleri, hava alanı transferleri, bölgede yapılacak rehberli turlar ve perilerin evi Kapadokya’yı balonla tepeden seyretme şansıyla da birleştirebilir.

Otelin ısıtmalı açık havuzu ve kendi özel şarap mahzeninin yanı sıra Kapadokya kuzu testi kebabı ve Kayakapı usulü bal kabağı gibi yerel lezzetler servis eden Maide Restoran ile spa merkezi mevsim ne olursa olsun es geçilmemesi gereken mekanlar.

Sacred House, Kapadokya’nın hem tarihi hem de mistik atmosferini mimarisiyle dekorasyon tarzına aktarmanın yanı sıra kendi “kutsal ev” konseptini de yaratarak tam anlamıyla benzersiz bir tatil deneyimi sunuyor. Sacred House; Ürgüp’teki eski bir Rum konağının, belli bir tarihi döneme bağlı kalmaktan ziyade, antik dönemlerden Rönesans’a uzanan eklektik bir zevk çerçevesinde yenilenmesiyle ortaya çıkmış. Otelde hem konaklama mekanlarını hem de avludan kapalı havuza dek tüm ortak kullanım alanlarını süsleyen dini semboller ve mitolojik figürlerle ruhani tonlar taşıyan fantastik bir ortam yaratılmış. Sacred House’un avlusunda, restoran kısmında ve barında, normalde farkına bile varmadan sergilediğiniz bazı faaliyetlerin yepyeni bir anlam bulduğunu hissedebilir, otelin mavi değil kırmızı havuzunda yüzerken belki de daha önce hiçbir mimarinin size tattırmadığı bir huşu hissiyle dolabilirsiniz.

Sacred House; taş oyma otel görünümü, bazı alanlarda yer verilen mağara dokusu, devasa avizeler ve yaldızlı antika mobilyalarla şekillenen dekorasyonuyla bölgedeki benzerlerinden tamamen ayrılıyor. Otelin Deluxe odalarında kutsallık konseptinden şaşmayan özgün detaylara, şöminelere, özel küvetler ve jakuziler bulunduran banyolara rastlarken 75 metrekareye kadar çıkan daha lüks oda seçeneklerinde detaylara gösterilen özenin katlanarak arttığını görebilirsiniz. Gündelik hayatın monotonluğunu temelden sarsan, gerçeküstü bir tatil deneyimi arıyorsanız, Sacred House’a göz atmadan geçmeyin.

Argos in Cappadocia; oteli meydana getiren tüm binaların 5,5 kilometrelik yer altı tünelleriyle birbirine ve tarihe bağlandığı, Uçhisar’da yer alan, yüzlerce yıllık bir yamaç yerleşkesi. Bir zamanlar manastır olarak faaliyet göstermiş çekirdek yapı, bağlantılı mağaralar ve evler orijinallerine uygun olarak yenilenmiş; bu şekilde Kapadokya tatillerini turistik bir klişenin ötesine geçirebilmek ve Argos in Cappadocia konuklarına tarihi bir mekanda çok katmanlı bir fiziksel deneyim yaşatabilmek hedeflenmiş. Bu yüzden de misafirler; kubbeli mimarisi ve sıra dışı akustiğiyle öne çıkan Bezirhane’de konserler ve sanat etkinliklerine katılmaya, Müze Salon’un kalıntıları örten cam zemini üzerinde yürüyüşe çıkmaya, antik yer altı mahzenlerinde yöresel şarapları tatmaya ve Seki Restoran’da taze baharat salatası, çemen ile dinlendirilmiş bonfile, Pekmezli Tahinli Mus gibi lezzetleri denemeye davet ediliyor.

Argos in Cappadocia yedi konağa yayılmış, dört farklı tipte 51 konaklama alanına sahip olup her biri bölgede dokunan kilimlerle süslenmiş, otantik fakat sade bir dekorasyon çizgisinde birleşen oda ve süitlere ev sahipliği ediyor. Genişlikleri 50 metrekareyi bulabilen odaların kimilerinde mağara otellere has mistik bir atmosfer, kimilerinde çıtır çıtır yanan odunların sesi ve görüntüsüyle büyüleyen oyma şömineler veya Güvercinlik Vadisi’yle Erciyes manzarasını gözler önüne seren teraslar sizi bekliyor. Büyüklükleri 120 metrekareyi bulabilen süitler ise, yine mağaramsı iç mekanlara, kendi teraslarına, balkonlarına veya avlularına sahip olabiliyor. Kendi kapalı havuzunuzda, volkanik taşlara dokunarak yüzebileceğiniz Splendid süitlerden tatiliniz boyunca hiç çıkmak istemeyebilirsiniz.

Taşkonaklar; hepsi farklı özelliklere sahip 20 konaklama alanı bulunan, butik niteliğinde bir taş ve mağara otel. Kimisi şömine veya balkon bulunduran Standart odalar 20 metrekare civarında; üç farklı tipteki süit odaların ebadı ise geniş açık alanlarıyla beraber 130 metrekareyi bulabiliyor. Otel genelinde gözlemlenen ferahlık hissi sade bir dekorasyonla desteklenirken el yapımı mobilyalar ve işlemeli örtülerle özgün bir anlayış benimsemiş. Uçhisar’ın yüksek konumu, teras keyfini merkezi kılan bir mimari plan ve terasta jakuziye yer veren yenileme çalışmalarıyla daha da özel hale getirilmiş.

Royal süitlerde konaklayarak peri bacalarıyla bezeli derin bir vadiyi terasınızdan veya bahçenizden seyredebilir, gün batımında pembeye boyanan ve yazın rengarenk sıcak hava balonlarıyla şenlenen gökyüzü altında teninizi okşayan rüzgarı ve jakuzi masajının dinlendirici etkisini hissedebilirsiniz. Restoranın kapalı yemek alanında veya terasta yapacağınız kahvaltıdan alacağınız enerjiyle, yalnızca iki dakika ötenizdeki Uçhisar Kalesi’ne ve Güvercinlik Vadisi’ne yürüyerek inebilir;  mağara şeklindeki banyonuzda sıcacık bir duş keyfi yaptıktan sonra huzur içinde odanızdaki şömineyi yakıp kışın bembeyaz bir örtünün altında kalan bu bölgeyi seyredebilirsiniz.

Kelebek Special Cave, Kapadokya denince akla gelen ilk aktivitelerden birisinin, yani bölgenin gizemli güzelliğini havada olmanın hazzıyla birleştiren balon gezisinin haricinde bölgeye özgü pek çok etkinliğe katılma fırsatı bulabileceğiniz, Kapadokya yaşantısına daha yakından dahil olabilmenin farklı farklı yollarını keşfedebileceğiniz bir mağara otel. Üstelik, mağara yapısındaki odalarına ve konakları andıran süitlerine ek olarak peri bacalarının içerisinde konaklama şansınız da var!

Kahvaltınızı kapalı bir restoran alanı yerine Krallar Vadisi’nde etmek ister misiniz? Otelin traktörünün çektiği özel tasarım bir vagon içerisinde manzaranın tadını çıkara çıkara varacağınız Vadi’de sizi organik bir kahvaltı ile masanıza gelen meyve ve sebzelerin yetiştiği bahçeler bekliyor. Bölgenin tarihini bölge sakinlerinden dinleyip birinci ağızdan eski Kapadokya’da nasıl yaşantılar sürüldüğünü öğrenebilirsiniz. Damak zevkinize düşkünseniz, otelin organize ettiği geleneksel yemek kurslarına katılabilir, bölgeye özgü dolmaların, çorbaların ve aside tatlısı gibi lezzetlerin yapılışını öğrenebilirsiniz. Bağ bozumu, şarap yapımı, pekmez ve reçel yapımı etkinlikleri de misafirlerin katılımıyla şenleniyor.

Tüm bu etkinliklerin ardından, huzurun hüküm sürdüğü bu doğal yaşam alanından kopmak istemezseniz, Krallar Vadisi’ndeki aile yadigarı oyma binada nisandan ekime kadar konaklayabilirsiniz. Tabii otelin ana binasındaki hamam ve sauna imkanları, Kelebek Special Cave’e geri dönmek için motivasyon kaynağınız da olabilir.

Phocas Cave Suites, Kapadokya’nın en eski yerleşim merkezlerinden Çavuşin bölgesinde yer alan, toplam 12 konaklama alanına sahip bir mağara otel. Otel bünyesinde farklı tiplerde mağara süitlerin yanı sıra taş odalar da bulunduruyor. Adını Bizans İmparatoru Nicephoros Phocas’tan alan ve teraslarıyla balkonlarından Çavuşin Kalesi’ni gözler önüne seren Phocas Cave Suites’te, çağdaş yaşamın kargaşasından ve gürültüsünden kaçıp bölgenin binlerce yıllık geçmişine sığınabilirsiniz. Rezervasyon yaptırmak kaydıyla her akşam düzenlenen sema gösterilerine katılabilir, otelin çevresini ATV motorlarla keşfe çıkıp maceranın tadını çıkarabilirsiniz!

Konaklama alanları ve altlarındaki mağaralar yenilenirken, iç mekanın çeşitli yerleri oymalarla süslenmiş. Mozaikler ve oymalarla süslü duş alanlarıyla, Deluxe ve Executive mağara süitlerinde banyo yapmak bambaşka bir deneyim. Queen ve Presidential mağara süitlerinde ise sizi pencere yanlarına yerleştirilmiş jakuzilerde hem manzara hem de masaj keyfi bekliyor.

Çoğunlukla Kapadokya’da  bulunan taş oyma otellere istisnai bir örnek de Mardin Midyat’taki Kasr-ı Nehroz Special Class; Midyat taşlarıyla inşa edilmiş, yıllar boyu aynı ailenin farklı nesillerine ev olmuş, her odasına sayısız hatıralar sinmiş bir otel. Toplam 29 konaklama alanıyla butik otel olarak da düşünülebilecek Kasr-ı Nehroz’un içi de dışı da kültürel ve tarihsel bir değer taşıyor. Mor Hobel – Mor Abraham Manastırı ile Mor Barsavmo Kilisesi’ne komşu olan otelin kendisi de Midyat’a yerleşen ilk müslüman ailenin evine dönüştürülmeden önce iki burçlu bir kilise olarak kullanılmış.

Kasr-ı Nehroz’un konaklama alanları, genişliklerine göre kabaca kategorize edilebilirse de kemerli yüksek tavanları ve taş duvarlarına açılmış aydınlatma amacıyla kullanılan oyuklar ile birbirine benziyor. Kasr-ı Nehroz’da kahvaltı servisi Mazrona Restoran’ın bir zamanlar kiler olarak kullanılmış taş duvarlı yemek salonunda yapılıyor. Otelde, avludaki kuyunun hoş bir detay kattığı açık yemek alanı da mevcut. Midyat’ı seyretmek ve derin sohbetler eşliğinde mırranızı yudumlamak için konukların ortak dinlenme noktası divanhaneye uğramayı unutmayın. Otelin ev yapımı şaraplarını yudumlamak için ideal atmosferi ise gece manzarasıyla göz alan terasta bulabilirsiniz.