Gökçeada otelleri | Harika bir tatil için ada sahillerinde bekleniyorsunuz...

İki kilometrelik Aydıncık sahilinde deniz kenarında yer alan ve tamamen doğal malzemeler kullanılarak bulunduğu çevreye saygılı bir anlayışla inşa edilen Çınarlı Kasrı, taş duvarları, kemerleri, ahşap dekorasyonu ve yemyeşil çimlerle kaplı avlusuyla adına yakışır bir görsellik sunuyor.

Deniz veya göl manzaralı odalardan birinde dalga sesleriyle uyuyup kuş cıvıltılarıyla uyandıktan sonra kendinizi havuzun sakinliğine bırakın. Kurulanmaya çıktığınızda yanı başınızdaki ahşap masalarda taptaze ada mahsullerinden oluşan kahvaltıyla enerji depolamayı ihmal etmeyin. Çünkü sonrasında yürüme mesafesindeki sörf okullarından birinde rüzgâr sörfü eğitimi alabilir ya da hemen yakında bulunan ve 80 kuş çeşidine ev sahipliği yapan Tuz Gölü’ne gidip çamur banyosu yapabilirsiniz.

Akşam yemeğinizi mutlaka Gökçeada’nın ünlü gün batımı eşliğinde Ege ve Akdeniz mutfağından lezzetler sunan otel restoranında yiyin. İlerleyen saatlerde yıldızların parıltısı altına kurulup seçme Ege şarapları eşliğinde mistik Gökçeada gecelerinin dinginliğini tadacaksınız.

Arnavut kaldırımlı sokakları süsleyen taş evleri, bulunduğu rakım ve nefes kesen manzarasıyla Gökçeada’nın “balkonu” olarak da bilinen Eski Bademli Köyü yolunda yer alan Masi Otel, adadan çıkarılan doğal taşlardan inşa edilmiş. Yine doğal taşların güzelliği vurgulanacak şekilde bazı duvarları sıvasız bırakılmış klasik dekorasyonlu odalar ve restoran göz alıcı bir deniz ve dağ manzarasına sahip.

Otel, adada görülmesi gereken birçok noktaya oldukça yakın. Kaleköy ile Kuzu Limanı arasında bulunan Sualtı Milli Parkı bunlardan bir tanesi. Otele 2,5 km uzaklıkta ve Sualtı Milli Parkı sınırları içinde yer alan Yıldız Koyu’nda yüzmeye ve balık tutmaya izin veriliyor. Gökçeada Dalış Merkezi aracılığıyla Milli Park sınırları içinde dalış da yapabilirsiniz.

Öğleden sonra otele dönmeden önce, kahvenizi Eski Bademli köy kahvesinde köy sakinleriyle birlikte yudumlamanızı ve akşam yemeğinizi mutlaka güneş batarken otelin restoranı Samotraki Restaurant’ta yemenizi öneriyoruz.

Tüm dünyadan sörf tutkunlarını ağırlayan sörf cenneti Kefalos sahilinde yer alan Otel Kefalos, geceleri ışıkların yok denecek kadar az olması sebebiyle yıldızlarla dolu harika bir gökyüzü manzarasına sahip. Otel, adanın taşları kullanılarak Akdeniz mimarisi tarzında inşa edilmiş ve yemyeşil çimenlerle kaplı geniş bir iç avluya sahip.

Evcil hayvanların kabul edildiği otel, misafirlerle ve otelin her detayıyla bizzat ilgilenen sıcak bir çift tarafından işletiliyor. Odalar, mutfak, kahvaltının edildiği restoran adeta kendi eviniz gibi tertemiz. Kahvaltılarda taze ve yerel ürünlerin lezzeti misafirleri fazlasıyla memnun ediyor. Konaklama oda + kahvaltı şeklinde; ancak isterseniz akşamları otelde pişen ev yemeklerinden de yiyebilirsiniz.

Bu arada yüzüp güneşlenerek geçireceğiniz günlerde rahatınızı düşünen otel, beş dakika yürüme mesafesindeki plajda bulunan şemsiye ve şezlongları müşterilerine ücretsiz olarak sunuyor.

Gökçeada’nın Kuzulimanı sahilinde denize çok yakın bir mesafede, adaya özgü taşlar kullanılarak adanın otantik yapısına uygun bir şekilde inşa edilmiş olan iki katlı Batıhan Otel’deki odaların hepsi deniz manzaralı. Gökçeada’nın en güzel plajlarından biri olan Kuzulimanı Plajı’nda sahiden de kuzu gibi sakin, dümdüz bir deniz var. Aynı zamanda neredeyse hiç derinleşmeyen bu mavilikler, çocuklar için de çok güvenli.

Gökçeada’daki harika gün doğumunu izleyebileceğiniz bir konumda bulunan otelde, bahçeden taze taze toplanan domates, salatalık ve biberlerle deniz manzarasına karşı kahvaltı etmek bir ayrıcalık. Genç ve samimi işletmecilerinin ilgisi, en titiz misafirleri bile memnun eden temizliği, organik kahvaltısı ve sakinliğiyle Gökçeada’dan beklediğiniz her şeyi fazlasıyla karşılayan bir mekandasınız.

Kuzulimanı Feribot İskelesi’ne de çok yakın olan otele kendi aracınızla gelirseniz otelin hemen önüne rahatça park edebilir ve hayvan dostlarınızı da yanında getirebilirsiniz.

Merkezdeki eski Rum mahallesinde, çeşitli butik ve kafelerin yer aldığı trafiğe kapalı bir sokakta, tarihi dokusu korunarak restore edilmiş bir taş konakta hizmet veren Petrino Gökçeada, adını da bu özel yapıdan alıyor. Rumca “taştan yapı” anlamına gelen Petrino, önündeki açık mavi renkte şirin bisikletleri, balkonlarından ve pencerelerinden sarkan rengârenk çiçekleri ve taş avlusuyla sizi içtenlikle karşılıyor.

Ahşap ve taş yer döşemeleriyle, yeşil ve sarı tonlarda duvarlarla sade bir şekilde dekore edilen otelde bir ev sıcaklığı var. Sabahları otelin fırınından yeni çıkmış sıcacık ekmekler ve ev yapımı reçeller eşliğindeki doğal kahvaltınızı ettikten sonra ücretsiz olarak kullanımınıza sunulan bisikletlerle koruma altındaki eski Rum köylerine ve yakındaki koylara gidebilirsiniz. Akşamları ise Petrino’nun ödüllü şeflerinin hazırladığı burgerleri, etleri veya deniz ürünlerini lezzetli ada şarapları eşliğinde tatmanızı öneriyoruz.

Önünde mavi bayraklı pırıl pırıl bir deniz, arkasında ise doğa harikası bir göl ile çevrelenmiş bir tesis olan Gökçeada Surf Eğitim Merkezi’nin çimlerle kaplı geniş bahçesinde yeşillikler arasındaki taş yollarda yürürken kendinizi tarihi bir yapının içindeymiş gibi hissediyorsunuz.

Türkiye’nin en iyi sörf noktalarından birinde bulunan otelde hem yeni başlayanlar hem de kendini geliştirmek isteyenler için sörf eğitimleri veriliyor. Merkezden uzaktaki konumu ve sakinliğiyle, sadece yüzmek ve dinlenmek isteyenler için de ideal bir tatil fırsatı sunan otelde, adanın organik ürünleriyle hazırlanmış kahvaltıyla güne başlayın. Sonrasında bir yandan yüzerken bir yandan sörf yapanları izleyebilir, sahildeki kafenin lezzetli atıştırmalıklarıyla günün tadını çıkarabilirsiniz. Biraz hareket etmek isteyenler için voleybol, basketbol ve mini futbol sahası; çocuklar içinse çocuk oyun alanı bulunuyor.

Oyun sonrası akşam yemeğinizi yıldızların altında yerken huzur, rahatlık ve keyfin yanında harika bir gün batımı size eşlik edecek.

Gökçeada’nın koruma altına alınmış Rum köylerinden biri olan Eski Bademli Köyü’nün iki katlı tarihi evlerinden birinin aslına uygun şekilde yenilenmesiyle ortaya çıkan Dimitri Ada Evi’nin her köşesi antika eşyalarla döşenmiş. Yer döşemeleri, yataklar, dolaplar, duvardaki tablolar, tavandan sarkan cibinlikler, yatak örtüleri, kırlentler; aslında otelde göreceğiniz neredeyse her şey buram buram tarih kokuyor. Klima ve internet olmasa kendinizi zamanda yolculuk yapmış gibi hissedebilirsiniz.

Kahvaltılar ağaçların gölgesindeki bahçede, mavi beyaz boyalı masa ve sandalyelerde, muhteşem deniz manzarasına karşı edilirken ev yapımı reçel ve börekler ise adeta parmak ısırtıyor. Akşam yemeğini yine denize karşı harika bir gün batımı manzarası ve bol çeşitli taze mezeler eşliğinde yiyorsunuz. Adanın ünlü lezzetlerinden olan oğlak tandırı denemek isterseniz doğru yerdesiniz. İç pilav eşliğinde servis edilen oğlak tandır, o kadar beğeniliyor ki otelden dışarıya da hizmet veriliyor.

Yenibademli Köyü’nde taş duvarları ve ahşap dekorasyonu ile tam bir modern köy evi görünümünde olan Uysallar Köy Evi; her birinin içinde mutfak, şömine ve barbekü bulunan altı adet taş evden oluşuyor. Bu evlerden birinde kaldığınızda mutfağı sayesinde kendi yemeğinizi pişirmeniz, şöminesi sayesinde sezon dışında da akşamları sıcak bir atmosfer yaratmanız mümkün.

Sabahları meyve ağaçlarının gölgesindeki bahçede sunulan bol çeşitli organik köy kahvaltıları için dışardan da gelenler oluyor. Karnınızı iyice doyurduysanız güzel bir yürüyüşe hazırsınız demektir, zira adanın en güzel koylarından biri olan Yıldızkoy’a on dakikalık bir yürüyüş mesafesindesiniz. Akşam döndüğünüzde biraz dinlenin ve bir yürüyüşe daha hazır olun. Ne şanslısınız ki burası, canlı müzik çalan mekânları ve hediyelik eşya tezgahları ile adadaki gece hayatının merkezi olan Kaleköy’e de yürüme mesafesinde. Ayrıca Kaleköy, adada gün batımını izleyebileceğiniz en güzel noktalardan birisi.

Yenibademli Köyü’nde dubleks, 1+1 ve 2+1 apart dairleriyle ev sıcaklığında ve tertemiz bir konaklama alternatifi sunan Yeni Bademli Konuk Evi’nde sabahlar kuş sesleriyle başlıyor. Büyük aileler için ideal olan bu şirin otelin bahçesindeki rengârenk boyalı sandalyelerde oturup kırmızı puantiyeli örtülerle kaplı masalarda açık büfe kahvaltınızı ederken küçükler de oyun alanında güzel zaman geçirebilir.

Otelin kendisi deniz kenarında olmasa da Yıldızkoy’a 700 m uzaklıkta olduğu için plaja yürüyerek rahatça ulaşabilirsiniz. Akşamlarınızı farklı bir yerde geçirmek isterseniz Kaleköy, yine yürüme mesafesinde. Dilerseniz akşam yemeğini odanızın balkonunda yiyebilir, Ege Denizi’nin tatlı meltemiyle huzur dolu bir gece geçirebilirsiniz. Bu arada, dubleks odalardan birinde kalırsanız yatağın üzerindeki çatıdan gökyüzüne açılan pencerelerden yıldızları izleyerek uykuya dalma şansınız olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

Kale Palace Otel, Gökçeada’ya gidip adanın her yerini keşfetmek, tüm köylerini dolaşmak, bütün koylarından denize girmek ve bütün lezzetlerini tatmak isteyen kaşif ruhlu ziyaretçilerin işini oldukça kolaylaştırıyor. Adanın tam merkezinde yer alan ve özellikle geniş odaları, temizliği ve personelin ilgisi sebebiyle çok beğenilen bu dinlence merkezinden görmek istediğiniz her yere ister kendi aracınızla ister adanın ulaşım araçlarıyla hiç zorlanmadan ulaşabilirsiniz. Dilerseniz otel personelinden adayla ilgili ipuçları alarak gezi rotalarınızı belirlemeniz de mümkün.

Otelin hemen 300 metre ilerisinde adanın tek pastanesi olan ve ünlü Efibadem kurabiyelerinin yanı sıra diğer ada lezzetlerini de tadabileceğiniz Meydani Pastanesi yer alıyor. Otele 3,3 km uzaklıkta bulunduğu için yürüyerek bile ulaşılabilen Zeytinliköy’e gittiğinizde, zakkumlarla süslenmiş taş evlerin arasındaki Arnavut kaldırımlı sokaklardan geçerek Madam’ın Kahvesi’nde kendinize bir dibek kahvesi ve sakızlı muhallebi ısmarlamayı unutmayın.