Açık havuzlu İstanbul otelleri | Şehre kısa bir mola

İstanbul gezinizde konaklamak için Anadolu Yakası’nı tercih edecekseniz Ataşehir’in kalbinde yer alan Marriott Asia İstanbul ile tanışmanızı öneririz. Havalimanından kolayca ulaşım sağlayabileceğiniz, alışveriş merkezlerine ve ünlü Bağdat Caddesi’ne oldukça yakın mesafedeki otelin ferah ve sade bir şekilde döşenmiş odalardan etkileyici şehir manzarası görünüyor.

Enerjisi kolay kolay bitmeyenlerdenseniz otelin son teknolojiyle donatılmış fitness salonunda egzersiz yapabilir, kapalı havuzunda yüzebilir ya da Akdeniz lezzetlerine hakim restoranında açılan iştahınızı dindirebilirsiniz.

İstanbul Boğazı’nın görkemini kucaklayan, şehrin popüler alışveriş ve turistik noktaları Nişantaşı ve Taksim’e yürüme mesafesinde yer alan Hilton İstanbul, şehri keşfetmek isteyenlerin öncelikli tercihi. Kalabalık aileleri ağırlama kapasitesine de romantik çiftleri mutlu etme deneyimine de sahip olan otelin sıcak tonlarda duvar kağıtlarıyla, şık halılarla, klasik mobilyalarla döşenmiş odalarında kendinizi evinizdeki kadar rahat ve güvende hissedeceksiniz. Bahçeye açılan, deniz havasının toprak kokusuyla harmanlandığı teraslı odalardan çıplak ayaklarla çimlerin üzerine uzanan bir yürüyüş stres atmak için birebir.

Öğle saatlerinde localara ayrılan güneşliklerin altına çekilerek kitabınızın sayfalarında kaybolmak için de deniz havasının acıktırıcı etkisiyle otelin restoranlarında lezzet dolu dakikalar geçirmek için de bolca vaktiniz var.

Çin mutfağında iddialı, gurmelerin övgülerini alan Dragon, egzotik atmosferiyle Hint mutfağından orijinal lezzetler sunan Dubb Indian Bosphorus, klasik ortamıyla gerçek bir meyhane deneyimi yaşatan Lalezar şehrin gözde restoranlarından. Şehrin ışıltısı eşliğinde aklınızı başınızdan alacak lezzetlerle buluştuktan sonra otelin müdavimleri arasına katılacak, sevdiklerinizle birlikte yeniden gelmek için planlar yapacaksınız.

Modern mimarisi ve denize sıfır konumuyla Florya’nın tek beş yıldızlı oteli olan Crowne Plaza İstanbul’un dokusuna uyum sağlamak için yatay olarak inşa edilmiş, şehrin merkezinde tatil havası yaşatan bir otel. Yurt dışından ve yurt içinden gelen misafirlerin yanı sıra şehirde yaşayanların da hafta sonlarını geçirmek ya da özel günlerini kutlamak için tercih ettikleri otelin, dünyanın en büyük tematik akvaryumuna ve ünlü markalara ev sahipliği yapan alışveriş merkezine komşu oluşu hızla akan zamana pek çok aktivite sığdırmak için ideal.

Odalar sade tasarımları marin temalı çizgilerle ve deniz tonlarındaki detaylarla renklendirilmiş. Mavi ve kahve tonların sağladığı dinginlik hissi ve denizle uyumu kendinizi şehrin içinde değil de kilometrelerce dışındaymış gibi hissetmenizi sağlıyor. Dilerseniz balkonlu odaları seçerek bu hissi artırabilir, havuz başına inmeden önce güneşle ilk buluşmanızı odanızda gerçekleştirebilirsiniz.

Şık ve rahat şezlonglara uzanarak iştah açıcı aperatiflerle ve lezzetli atıştırmalıklarla vakit geçirmenin keyfi bir başka olsa da karnınızı hemen doyurmayın çünkü sabah serpme kahvaltıyla gönlünüzü kaptırdığınız restoranda sunulan kendine özgü lezzetler de sizi bekliyor. Gün batımında renklenen mavi gökyüzünün geceleyin yıldızlarla süslenmiş haliyle karşılaştıktan, deniz havasının canlandırıcı etkisini ruhunuzda ve bedeninizde hissettikten sonra kendinize böyle ödüller vermenin ne kadar önemli olduğunu fark edeceksiniz.

Güzelliğiyle şiirlere, şarkılara konu olan Kalamış’ta, marinanın yanı başında yer alan Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel, insana huzur veren manzarasıyla romantik ve dinlendirici bir tatil yapmak isteyenlerin gözdesiyken, merkezi konumuyla da sanatseverlere, alışveriş meraklılarına ve ailesiyle eğlenceli bir dünyanın kapılarını aralamak isteyenlere hitap ediyor.

Otelde şehir manzaralı, kısmi deniz manzaralı ve marina manzaralı olarak farklı alternatiflerle sunulan odaların yanı sıra aile odaları veya engelli konuklara özel alanlar da mevcut. Duvar kağıtlarıyla ve aynalarla kaplı duvarlar, zarif lambalar, klasik mobilyalar, ahşap parkeler bir otelde değil de zevkli bir dostun evinde konuk olduğunuzu hissettiren, tasarımlarında açık tonlara yer verilen bu yaşam alanlarında granit küvet de sabahları kullanıma hazır kahve makineleri de sizi güne hazırlayacak.

Sadece kuş sütünün eksik olduğu zengin açık büfe kahvaltıyla topladığınız enerjiyi harcamak için pek çok seçeneğiniz var. Kardiyo makineleri, serbest ağırlıklar ve grup dersleriyle hizmet veren, son teknoloji ürünü ekipmanla donatılan fitness merkezinde zaman geçirmek isteyeceksiniz. Fazla enerjinizden kurtulduktan sonra, biraz gevşemeye de vakit ayırın. Güneşin kollarına atılmadan önce cildinizi hazırlamak için spanın iyileştirici ve canlandırıcı bakımlarından faydalanabilirsiniz.

İstanbul’un kalbi Taksim’e, İstanbul Kongre Merkezi’ne ve Dolmabahçe Sarayı’na yürüyüş mesafesinde yer alan Intercontinental İstanbul, Boğaz’a ve Marmara Denizi’ne hakim nefes kesen manzarasıyla konuklarını ağırlıyor. Otelin lobisinde tavandan zemine kadar inen karolajlı pencerelerden süzülen ışık, yüksek sütunların ardındaki piyanoyu aydınlatan sahne ışıkları hissini veriyor. Dilerseniz ufak bir konser vererek tatilinize alkışlar eşliğinde de başlayabilirsiniz.

İstanbul’u tepeden görmek ve Boğaz Köprüsü’nden Kız Kulesi’ne uzanan geniş manzarayı seyre dalmak için üst katlarda yer ayırtacağınız süitlerde jakuzinin de keyfini çıkarabilirsiniz. Nihayet işlerden ve günlük yaşam stresinden çok uzaklardasınız.

Tatilinizi unutulmaz lezzetlerle taçlandırmak istediğinizi biliyoruz. Academie Internationale de la Gastronomie ödülü ile uluslararası alanda kabul görmüş Safran Restaurant, büyüleyici İstanbul manzarasıyla Osmanlı mutfağının en güzel örneklerini ferahfeza ortamında buluşturuyor. Otelin kahvaltısı ise adıyla müstesna, tüm kıtalara, farklı damak zevklerine hitap ediyor.

Mavi ve yeşille buluşan benzersiz İstanbul manzarası eşliğinde konforlu ve eğlenceli vakit geçirmenizi sağlayacak önerilerimizden biri de Beşiktaş’ın merkezinde yer alan Conrad İstanbul. Görmek isteyebileceğiniz pek çok tarihi mekana, lezzet durağına, gece hayatına ve karşı kıyıya kolayca ulaşmanızı sağlayan keyifli vapur yolculuğuna yakın olması güne birden fazla aktivite sığdırma açısından önemli bir özellik.

Manzarayla renk uyumu sağlayan kahve tonlarında döşenmiş şık odalar, konukların ihtiyaçlarına göre tercih edebilecekleri, farklı büyüklüklerde pek çok seçeneğe sahip. Teraslı süitlerden birinde kalmaya karar verirseniz, geniş oturma gruplarında dostlarınızla birlikte hem manzarayı hem de yıldızları bir arada izleyebilirsiniz.

Keyifli bir kahvaltı sonrası güne devam etmek için pek çok alternatifiniz var. Spada kendinizle baş başa kalmak, modern hamamda ter atmak, fitness salonunda form tutmak ya da yakın çevreyi keşfetmek bunlardan bazıları.

Keyif dolu bir günün ardından barda bir içecekle güneşi batırmaktan, Akdeniz mutfağı konusunda deneyimli ustaların lezzetli yemeklerini Boğaz manzarasına karşı yemekten büyük keyif alacak, ruhunuzu dinlendiren deneyiminizi dostlarınıza övgüyle anlatacaksınız.

Eğer kaldığım otel şehrin ruhu yansıtmalı ancak şıklıktan da ödün vermemeli diyorsanız bulunduğu tarihi binayı zarafetini bozmadan modern yaklaşımlarla donatan Park Hyatt isteklerinize karşılık bulacağınız bir otel. İstanbul’un lüks Nişantaşı semtinin yanı başında, Maçka’da bulunan Park Hyatt şık barların, başka bir yerde şubesi olmayan restoranların, alışveriş olanaklarının ve heyecan verici gece hayatının tam ortasında yer alıyor.

Tarihi bir mekanı modern çizgilerle harmanlayan otelin genelinde günümüz tasarım çizgileri hakim. Karolajlı yüksek camlarla, ahşap zeminlerle, beyaz ve kahve tonlarıyla döşenen odalar, siyah beyaz fotoğraflarla etkileyici bir hale getirilmiş. Teraslı odalar favorimiz, zira hem kendinize ait bir açık alanınızın olmasını sağlıyorlar hem de gökyüzüne yerleştirilmiş bir loca havasındalar.

Otelin Nişantaşı’nın uğrak noktaları arasında yer alan şarap barına uğramadan hareketli gecenize başlamamanızı öneririz. Birbirinden farklı aromaya sahip 70’ten fazla seçenek The Wine’da sizi bekliyor.

Bir iki günü kendime ayırıp dinleneyim ama bir ayağım da şehrin merkezinde olsun diyenlerdenseniz Radisson Blu Hotel Istanbul Asia, Bağdat Caddesi’ne yakınlığıyla tam size göre bir yer. Ultra modern cam cephesi sayesinde doğal ışıkla dolan ve şehrin silüetini olduğu gibi sunan odaları abartıdan uzak, çağdaş mobilyalarla donatılmış. Özellikle gökyüzüne açılan birer kapı niteliğindeki teraslı odalarında gün batımında manzaraya karşı bir şeyler içmek ya da yatmadan önce yıldızları izlemek iyi hissetmenizi sağlayacak.

Geri çekilebilir tavana sahip ve etrafındaki yeşil alana hakim olabilmeniz için tavandan zemine kadar camlarla çevrili Blu Lounge’da, şehirde yaşayan dostlarınızla buluşup derin sohbetlere dalabilirsiniz. Günü otelin gevrek pide ve kremamsı yoğurt ile servis edilen ince sote bonfilesiyle ün yapan restoranında fesleğenli dondurma ve kroket ile süslenmiş çikolatalı musu denemeden sonlandırmamalısınız.